Yiyip içmek, insan için vazgeçilemez bir ihtiyaçtır. Bütün canlılar için de bu durum söz konusu ise de ne yenilmeli, nasıl yenilmeli soruları şuurlu ve iradeli bir varlık olan insan için önem taşır.
Ramazan ayı beslenme alışkanlıklarımızı da değiştiren ve bizi kendine has bir düzene sokan bir zaman sürecidir. Adeta yemek için değil de yaşamak için yemeyi öğrendiğimiz, mutfak ve midenin ikinci planda olduğu, bedenin değil de ruhun-gönlün- doyurulduğu bir aydır Ramazan.
Zorunlu diyet gibi, insanın hür iradesine bırakılsa uygulamayacağı bir perhiz programı oruç vasıtası ile uygulanmaktadır.
Az yeme ve mideyi doldurmama peygamberimizin yemekteki ölçüsü idi. "Âdemoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır." "İnsana, yaşaması için birkaç lokma yeter. (Güçlenip daha çok çalışmak için) çok yemek isteyen, karnının yani midesinin üçte birini yemekle doldursun, üçte birini suya ayırsın, üçte birini de rahat nefes alması için boş bıraksın." hadisleri peygamberimizin bu husustaki mübarek sözleridir.
Peygamberimizin(sav) âdeti iki öğün yemek yemekti. İstisnai ağır işlerde çalışmayanlara da iki öğün yeter ki ara öğün adı altında son yıllarda yaygınlaşan ve insanı devamlı yemek planları yapan bir varlığa indirgemek insanın kıymetini düşürmektedir.
Zihnin güçlü çalışması, bedenin zinde olması ve hastalıklardan uzak yaşamanın yolu oburluktan uzak nebevi beslenmeden geçer.
Kıymetli okurlar,
Esasen boğazımızdan geçen lokmada ilk dikkat edilecek husus helal ve temiz olmasıdır. Öyle ki Resül-i Ekrem(sav) yediği içtiği haram olan birisin duasının kabul edilmeyeceğini haber verir.
Rabbimiz helal lokmadan gayrısıyla beslenmekten bizi muhafaza buyursun.
GÜNÜN AYET-İ KERİMESİ
?Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah´a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah´a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.?
Maide,8
GÜNÜN HADİS-İ ŞERİFİ
?Bir adam Allah´ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa harcadıkları onun için birer sadaka olur.?
GÜNÜN SORU-CEVABI
Ticaret veya yatırım amaçlı alınan taşınmaz mallar için zekât vermek gerekir mi?
Ticaret maksadıyla elde bulundurulan taşınmaz mallar zekâta tâbidir. Kişilerin ticarî amaçlı olarak alıp sattıkları taşınmaz mallar da bu kapsamda yer alır. Buna göre, büro ve mesken gibi kullanım amaçlı olmayıp alıp satmak amacı ile kişilerin ellerinde bulundurdukları taşınmazların, bir yıllık borçları
çıktıktan sonra değerleri nisap miktarına ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçmiş ise kırkta bir (% 2,5) oranında zekâtının verilmesi gerekir.
Ticaret veya yatırım amaçlı yani daha sonra değerlenince satmak üzere alınmış olan taşınmazların zekâtları her yıl piyasa değerleri üzerinden verilir. Ev, dükkân, tarla veya bağ-bahçe yapma niyetiyle satın alınan arsalar ise zekâta tâbi değildir.
