35 yıl süreyle, denizyolları, deniz nakliyat, kıyı güvenliği ve gemi kurtarma işletmelerinin Bandırma ve Erdek acenteliğini yapan Süleyman Seyfullahoğulları ile konuşuyoruz.
Deneyimli eski yönetici, 1995 yılında, Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği`ne(BANSİAD) yaptığı, Bandırma ile İstanbul arasında feribot ve deniz otobüsü işletilmesi için bir şirket kurulması önerisinin kabul edilmediğini, daha sonra bu projeyi MÜSİAD`ın sahiplendiğini, ardından da Recep Tayyip Erdoğan`ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı`nı yaptığı dönemde, bu hatta iki feribotun çalışmaya başladığını anlatıyor.
Bandırma`nın, o gün, büyük bir fırsatı kaçırdığı ortada.
Bugün, özelleştirilmesinin ardından İDO araçlarının, fahiş bilet uygulaması ile vatandaşı nasıl soyduğu gerçeği ortada. İDO`nun bu politikası, yaygın ve yerel medyanın gündeminden haftalardır hiç düşmüyor. Tüm tepkilere karşın bu tablonun çok fazla değişeceğini de sanmıyorum.
Bu nedenle Bandırma, elinden gelen her çabayı harcayıp, şu anda İDO`yu yöneten şirkette temsil edilmeyi başarmak zorundadır. Çünkü, bu bölgenin sorunlarını en iyi şekilde Bandırma ve yöresinde yaşayanlar bilir, dışarıdaki kişiler değil! İDO yönetiminde Bandırma`nın aktif şekilde görev alması, hem Bandırma, hem de İDO için yarar sağlar. Çünkü Bandırma, her gün binlerce insanı kucakladığı limanının verdiği güçle İDO`nun uygulamaları üzerinde önemli denge unsuru oluşturur.
Bandırma, bu gerçeği göz önüne alarak, İDO yönetiminde aktif olarak temsil edilmenin yolunu mutlaka bulmalıdır. Yoksa, Bandırma`ya yıllardır ciddi hiçbir katkısı bulunmadığı gibi özelleştirilmesinin ardından şimdi de vatandaşlara maddi-mânevi eziyet eden İDO`nun yarattığı çile tam anlamıyla hiç bitmez.
