Bayram kelimesinin Arapça´sı, sözlüklerde ?âdet halini alan sevinç ve keder " bir araya toplanma günü? anlamlarıyla karşılanan el-?ıyd/????? dir. Bu kelimenin aslının ise ?ıvd (??? (olduğu ve ?tekrar dönmek? anlamını taşıdığı bilinmekte ve bu durum İbnü´l-A?râbî ve Zebîdî gibi lugatçılar tarafından, ?çünkü o her yıl yeni bir sevinçle döner? şeklinde yorumlanarak mevsimlerin dönmesine bağlanmaktadır. Bayram, toplum hayatında görülen olağanüstü günlerden biridir. İslam`dan önce gerek Arap yarımadasında, gerek Rumların ve İranlıların çok çeşitli dini ve milli bayramları vardı. Câhiliye devri Arapları´nın bayramları hakkında yeterli derecede bilgi mevcut değildir. Ancak aralarında millî birlik bulunmayan ve kabileler halinde yaşayan bu devir Araplar´ının hep beraber kutladıkları bir bayramlarının olmadığı, her kabile ve şehrin kendi geleneklerine göre törenler tertip ettiği bilinmektedir. Her kabilenin en az bir putu ve her putun da takdis edildiği muhtelif kutlama günleri vardır. Çeşitli kabileler tarafından ortaklaşa kutlandığı söylenebilecek tek bayram, Hicaz bölgesinin ve özellikle Mekke´nin en büyük bayramı olan hacdır. Zilkade ayında biri Ukâz´da, diğeri Mecenne´de olmak üzere iki panayır (??? (kurulur, bunlardan sonra Zülmecâz panayırı gelir ve oradan Arafat´a çıkılırdı. Bu günlerde her türlü saldırı, zulüm ve haksızlıktan uzak durulur, en güzel kıyafetler giyilir ve Mekkeliler tarafından uzaktan gelen ?Kâbe´nin misafirleri?ne (????? ????( ev sahipliği yapılırdı. Medineliler´in kendilerine has bir millî bayramları yoktu; İranlılar´dan aynen aldıkları iki ünlü Mecûsî bayramını kutluyorlardı. Bu bayramların birincisi ilkbaharın başladığını belli eden Neyrûz, diğeri ise sonbaharın başlangıcı olan Mihricân´dı. Neyrûz kelimesinin aslı Farsça nev-rûz olup ?yeni gün? demektir. Bu bayram halen İran´ın resmî yılbaşı bayramıdır. Mihricân kelimesinin de aslı yine Farsça mihr-gân/mihregândır (sonbahar). Eski İran takviminin ikinci büyük bayramıdır. İslâm dininde ramazan ve kurban olmak üzere iki bayram vardır. Arapça´da îdü´l-fıtr (????? ???(ve îdü´l-adhâ (?????? ???(şeklinde adlandırılan her iki bayram da hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Esasen ramazan orucu ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren müminler sonraki ayın (şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama ramazan bayramı veya bayramdan önce fitre (fıtır sadakası) verildiği için fıtır bayramı denilmiştir. Hicrî takvimin son ayı olan zilhiccenin onunda başlayan ve dört gün devam eden kurban bayramı ise bu günlerde kurban kesildiği için bu adla anılmıştır. Hac ibadeti hicretin 9. yılında farz kılınmakla birlikte kurban kesilmesi ve kurban bayramı namazı, oruç ibadeti ve ramazan bayramı gibi hicretin 2. yılında teşrî? kılınmıştır. Ramazan bayramında müminler bir önceki ayı ibadetle geçirmenin ve Allah´ın rahmetine nâil olma ümidinin sevincini taşırlar. Kurban bayramı ise Saffat suresi 102 ??? ??? ?? ??? ????? ??? ??? ???? gelen devamında ve ??? ?? ?????? ??? ????? ????? ???? ??? ´ ??? ?? ??? ???? ?? ???? ´ ?????? ?? ??? ???? ?? ???????? ayetlerde anlatıldığı üzere Hz. İbrâhim´in oğlu İsmâil´i kurban etmek istemesi ve İsmâil´in de buna razı olması, nihayet Allah´a karşı gösterilen büyük sadakatin karşılığı olarak hayvan kurban edilmesinin hâtırasını taşımakta ve müminler bu günlerde kurban kesmek suretiyle bu iki peygamberin Allah´a karşı verdikleri başarılı imtihanın sevincini yaşamaktadırlar. Özellikle hacca gidenler ifa ettikleri hac ibadeti sırasında bu hâtıraları diğerleriyle de takviye ederek kurban bayramının sevincini daha büyük bir heyecanla tadarlar. Ayrıca bu iki bayramın, İslâm toplumunun eski dönemlerin izlerinden arınması ve müstakil bir kimliğe bürünmesinde de rol oynadığını söylemek gerekir. Nitekim Medine´ye hicret ettikten sonra, bura sakinlerinin İran´dan alınma Nevruz ve Mihricân bayramlarını kutladıklarını gören Hz. Peygamber, ?Allah sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle, ramazan ve kurban bayramlarıyla değiştirmiştir? ( Ebû Dâvûd, ?Salât?, 239). Anlatılanlardan hareketle her toplumda, her milletde ve her hültürde kendilerine has günler ve bayramlar vardır.
RAMAZAN SÖZLÜĞÜ ?BAYRAM?
Dinî veya millî açıdan özel önemi olan ve topluca kutlanan gün. Bayram kelimesinin Arapça´sı, sözlüklerde ?âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü? anlamlarıyla karşılanan îddir (el-?ıyd/?????).
YÜCE ALLAH BUYURUYOR Kİ:
?Hep birlikte Allah´ın ipine (Kur´an´a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin...? Âl-i İmran,103
HZ.PEYGAMBER BUYURUYOR Kİ:
?Müminin kardeşine üç günden çok dargın durması caiz değildir...?
NASIL DUA EDELİM?
Allah´ım, bizleri Ramazan´dan arınmış ve bağışlanmış olarak çıkar. Bizleri nice bayramlara kavuştur.