Bilgili olmak bir konuda bilgi sahibi olmaktır. Bizim toplumumuzda da bilgili insan, diplomalı insan anlamındadır.
Bilinçli olmak ise sahip olduğu bilginin içeriğini, neye yaradığını, neyin ve kimin hizmetinde olduğunun farkında olmaktır.
Örneğin, Malatya Kürecik'te bir füze savunma sisteminin olduğunu bilmek bilgidir. Bu füze sisteminin kimin işine yaradığını, niçin kurulduğunun farkında olmak ise bilinçtir.
Bilinçli bireyler, bilinçli aileleri; bilinçli aileler, bilinçli toplumları oluşturur.
Bilinçli insanın ilk eğitimini aldığı yer bilinçli ailedir.
Bilinçli aile, aile çocuğunun nasıl geliştiğini merak eder, araştırır, öğrenir.
Bilinçli aile, toplumsal olayları izler ve onlara karşı duyarlıdır.
Bilinçli aile, kültürlüdür. Evlerinde kitap, gazete okunur. Konular açık açık tartışılır. Aile içinde her bireyin söz hakkı vardır.
Bilinçli aile, çocukları yaşamına ortak yapar.
Bilinçli aile, ne yaptığını, neden yaptığını bilir. Yaptıklarının neye ve kime hizmet ettiğini bilir.
Bilinçli bireyler, bilinçli okullarda yetişir.
Bilinçli okul;
Çocukları nasıl eğiteceğini, neden böyle eğiteceğini bilir. Eğittiği çocukların nasıl bir bilinçle donanmış olması gerektiğinin farkındadır.
Oysa gerçek ne yazık ki böyle değildir. Böyle bir eğitim anlayışını taşıyan okul sayısı sanıldığından da azdır.
Okullarımızın çoğu, çocukları küresel piyasaların isteklerine göre yetiştirmeyi amaç edinmişlerdir.
Küresel piyasalara göre doktor, teknisyen, mühendis, ... vb.
Böyle olması da üne, paraya odaklanmış meslek anlayışı demektir.
Sonuçta gençler de bu akıma kapılarak bütün yaşam enerjilerini paraya, üne yönelterek meslek seçmeye çalışmakta ve seçtikleri mesleği de bu amaçlar doğrultusunda yürütmekteler.
Sevgili okurlarım,
Bilinçli insan, neyi neden yaptığını bilen, neye ve kime hizmet ettiğini düşünen insandır.
Bilinçli toplum, nereye gittiğini düşünen, yanlışlardan hesap sorabilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirendir.
Yoksa gerisi teferruattır.
