BİR İŞE YARAMAMA DUYGUSU

Çalıştığım sürece emekliliğe gün saydım. Çevremdekilerin de benim gibi düşündüklerini gözlemledim. Emekliliğime şu kadar kaldı. Ah bir emekli olsam söylemleri büyük bir özlemle dillendirdiklerine tanık oldum. Emekli olmak olabilmek bizler için sıkıcı işlerden uzaklaşmak, şöyle gönlümüzce yaşayabilmek demekti. Ama emekli olduktan sonra durumun hiç de düşündüğümüz gibi olmadığını anladık. Rahatlamak şöyle dursun daha derin bir rahatsızlık duygusu ruhumuzu sarmıştı. Ekonomik sıkıntılar bir yana artık işe yanaşamıyorduk. Uzmanlar bu duruma işe yaramayan insan sendromu diyorlar. Ancak işe yaramayan insan sendromunun sadece emeklilerde görülmüyor, çalışanların bir bölümünde de rastlanabiliyor. Genç bir insan da eğer çalıştığı işi anlamsız buluyorsa toplum içinde bir değer taşımadığına inanırsa aynı durumda demektir. Çalışan birçok insanın yakınması, yaptığım işten zevk almıyorum, yaptığım işin kime yararı var ki türünden düşünceleri bu sendroma neden olabilir. Böylesi duygular kişiyi bir işe yaramazlık duygusuna iter ve erken yaşlanmasına ve hatta ölümüne bile neden olabilir. Bir işte çalışıyor olmakla, insanın kendisi ve toplum için anlamlı bir işte çalışmak ve üretmek çok farklı şeylerdir. İnsanlar bunun üzerinde pek durmazlar. Genellikle bir işlin var mı, bir işte çalışıyor musun, aldığın ücret iyi mi, kazancın yolunda mı gibi sözlerle yaptığımız işin önemini anlamaya çalışırlar. Oysa bir iş sahibi olmak ve bu işleri iyi gelir elde etmek insanın mutlu olması için yeterli değildir. Geçende yamalı bohçam adlı yazımda söz ettiğim 1918 doğumlu Zekiye GÜLSEN´e dinçliğinin ve hayat dolu oluşunun nedenini sorduğumda aldığım yanıt çalışmak ve sevmek olmuştu. FREUD´de mutluluğu tanımlamak için sevmek ve çalışmak demiştir. Biz mutlu olmanın gizini üretmek ve yaratmak diye de dillendirebiliriz. Sonuç olarak yaşamdan keyif almak mutlu olmak için yaptığımız işi severek yapmamız hayatımızın her döneminde üretici olmamız ve de sevebilme yeteneğine sahip olmamız gerekir. Gerçek bu kadar yalındır. Mutsuzluk ise yaşlılığın ta kendisidir.