BİRBİRİMİZİ BASKI ALTINA ALMAK

Başkasına yaparken çok da üzerinde düşünmediğimiz, ama kendimize yapıldığında üzülüp strese girdiğimiz konu: Birbirimizi baskılamak. Kendimiz mükemmel olmadığımız halde karşımızdakinden bunu beklemek. Hatalar karşısında hemen küçümseyici bakışlara, fısıltı ya da yüksek sesle eleştirilere yönelmek veya buna muhatap olmak. Hele bir de dereceniz veya sertifikanız varsa yandınız. Bundan böyle artık mükemmel, hatasız olmak ve davranmak zorundasınız. Aslında birbirimizden hatasız olmayı bekleyerek en büyük hatayı yapmış oluyoruz. Örneğin yabancı dil sınıflarında telaffuz, gramer ya da imla hataları çok sık olabilmekte. Bu hatalar karşısında arkadaşına gülen, ya da alaycı bakışlar fırlatan bir öğrenci arkadaşını baskı altına almış olmaktadır. Bu durum diğer dersler için de geçerli. Sonuçta kendisiyle alay edilen öğrenci, bilmediği veya o anda hatırlayamadığı bir konudan dolayı küçümsenmiş ve dışlanmış olmaktadır. Başta biz öğretmenler olmak üzere, anne-babalar buna asla izin vermemeli ve gerekli uyarları derhal yapmalıyız. Daha çocuk yaşta ve özellikle okul yıllarında gerekli uyarıları almayan çocuklar, ileride bu çarpık yaklaşımı içselleştirerek yetişkin olmaktadırlar. Dolayısıyla toplum hayatına atıldıklarında da aynı alaycı ve hoşgörüsüz tavrı sürdürmektedirler. Bir hatadan dolayı bir kalemde silmeler, ya da çok hoşuna giden bir davranış gördüklerinde ölçüsüzce yüceltmeler toplumsal karakterimiz haline gelmektedir. Bu da kararlarımızı ve tercihlerimizi etkilemektedir. Bundan dolayı kararlarımız genellikle üzerinde detaylıca düşünmeden anlık ve duygusal bazlı olmaktadır. Halbuki yapılan hatalar karşısında daha hoşgörülü, düzeltici ve destekleyici olsak hem karşımızdaki hem de kendimiz daha rahat edeceğiz. Böylece fikirlerimizi alay edilme korkusu olmadan cesaretle ortaya koyabileceğiz. Bileceğiz ki muhataplarımız bizi hoşgörüyle dinliyor, gerektiğinde düzeltiyor ve destekliyor. Bütün buluşların ve keşiflerin babası olan düşünmek, hayal kurmak ve bunu çekinmeden ifade etmek tüm topluma yayılacak. Kaliteli davranış, hoşgörü, saygı ve sevgi ön alacak. Karar verirken de anlık kızgınlıklar ve hoşa gitmeler yerine bir kişi veya kuruluş hakkında karar vermemiz ya da tercih yapmamız istendiğinde artıları bir tarafa, eksileri de bir tarafa yazıp tartarak daha isabetli kararlar alıyor olacağız. ?Ne yapalım kardeşim biz sıcak bölge insanıyız, sevdi mi tam sever, sildi mi tam sileriz? retoriğine sığınmaktan da kurtulmuş olacağız. Elbette gerektiğinde soğukkanlı olabiliriz. Elbette aklımızın etkisi iklimin etkisini geçebilir. Sadece biraz durup düşünmemize bakar her şey. Bir defa hiç kimse mükemmel değildir. Buna biz de dahiliz. Hiç kimse hata yapmamak zorunda değildir. Bu bizim için de geçerlidir. Hatalar karşısında küçümseyici, iğneleyici ve alaycı yaklaşım yerine düzeltici ve destekleyici davranmak daha güzel, daha rahatlatıcı, daha ön açıcı ve daha insanidir. Bu konuda değerli öğretmenlerimizin ve ebeveynlerimizin katkısı tartışmasız bir şekilde yol gösterici olacaktır. Gelin hep beraber hatalar karşısında düzeltici ve destekleyici olmaya karar verelim. Bu kararımızı sınıflarımızda, evlerimizde mutlaka uygulayalım. Fikrinden ya da hatasından dolayı gülünen veya alay edilen bir kişi sezdiğimizde müfredat dersini derhal o anda keselim. Az önce beraberce kararlaştırdığımız hayat dersine başlayalım. İnanın elde edeceğimiz sonuçtan yediden yetmişe hepimiz çok memnun kalacağız. Hatalar karşısında düzeltici ve destekleyici olacağımız ve o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.