Son zamanlarda birçok ülkede kitlesel gösterilere tanık oluyoruz. Hemen hemen tümünün gerekçesi ?hayat pahalılığı?. Özellikle de gıda fiyatlarında görülen artışlar.
Örneğin Cezayir´de son altı ayda yiyecek fiyatları ikiye katlanmıştır. Bu durum yaklaşan tehlikeyi göstermiyor mu?
Ne oldu da dünya bu hale geldi?
Gelecek umut vermiyor.
İlk insanlar doğanın toprak, su, hava ve ateşten meydana geldiğine inanıyorlardı. Havayı solumuşlar, topraktan ürettiklerini yemişler, suyu içmişler, ateşi de maddeyi değiştirmek için kullanmışlar ve onlarla dost olarak yaşamlarını sürdürmüşler.
Ne yazık ki bu dostluk insanlar tarafından tek taraflı olarak bozulmuş.
Ormanları kesip otlaklar yapmışlar. Otlaklarda yetiştirdikleri hayvanları hamburger, bonfile, biftek olarak sofralara getirmişler.
Havayı kirletmişler. Egzoz dumanı solumuşlar.
Suyu kirletmişler temizlemek için de paralar harcamışlar. Bir bardak suyu bile satın alır duruma gelmişler.
Türkiye de dünyadan soyutlanamaz.
?TEMA VAKFI? ne yapsın? Bas bas bağırıyor:
Her yıl Kıbrıs Adası büyüklüğünde toprağımızı erozyon nedeniyle denizlere kaptırıyoruz diye...
Elma, şeftali bahçelerini söküp yerine fabrikalar kurduk.
Portakal, mandalina, zeytin ağaçlarını kökleyip yerlerine yazlık evler, oteller kurduk. Böylece turizme hizmet ettiğimizi zannettik. Oysa turist dediğimiz insanlar zaten kendi ülkelerindeki beton yığınlarından kaçıp buralara geliyor.
Şehirleşme adına büyük büyük gökdelenler kurup güneşin önünü kapattık. Sonra da gündüz bile aydınlanmak için elektrik ışığı kullanır olduk.
Eğer doğaya düşman olursanız doğa öcünü alır.