Peygamberimiz ?Her ümmetin bir imtihanı vardır. Benim ümmetimin imtihanı da mal iledir.? buyuruyor. Ne hazindir ki paraya ve mala teslim olmayanımız çok nadirdir.
Maalesef Müslüman kardeşlerimizin en büyük yanlışlarından biri ?çalışmak ibadettir´ diyerek Allah´a karşı kulluk borcunu ihmal etmeleridir. Helâl yollarda çalışıp ailesinin geçimini temin etmek elbette güzeldir. Fakat ibadetleri terk ederek çalışmayı ?ibadet´ saymak ne kadar doğrudur?
Kur´an-ı Kerim´de mal çoğaltma ve biriktirme hırsına ve insanın zaaflarına dikkat çekilir. Peygamberimiz de ?İnsanoğlunun bir vadi dolu altını olsa bir vadi daha ister. Onun gözünü toprak doyuracak.? diyerek ölüm gelinceye kadar insanda hırsın var olacağını haber verir.
Ticaretle uğraşanlar da benliğindeki bu hırsı bastırmaz ve eğitmezse, meşru/gayr-ı meşru demeden her şeye talip olabilir. Peygamberimiz(sav): ?Bu dünya malı, tatlı ve çekicidir. Kim onu tok gözlü bir şekilde alırsa o mal bereketlenir. Kim de onu açgözlülükle ve ihtirasla alırsa bereketi kaybolur.? buyuruyor.
Müslüman elbette mal mülk isteyebilir. Zengin olmak Müslümanın da en tabii hakkıdır. Fakirlik fazilet değildir. Peygamberimiz(sav) ?Salih Müslümanın elinde iyi mal ne güzeldir.? demiştir.
Zengin Müslüman akrabalarından ve çevresinden muhtaç olanlara el uzatır. Aynı şekilde toplumun hizmetinde kullanılacak nice eserlere ve hayırlara öncülük edebilir. Hatta zengin Müslüman, ülkesinin kalkınmasına katkı yaptığı için buradan bir sevap da umabilir. Kişisel şeref ve onuru muhafaza etmek de varlıkla mümkündür. Bu noktada ?Veren el, alan elden hayırlıdır.? hadis-i şerifini hatırlıyoruz.
Ancak Müslüman başkalarının cebine göz dikerek, helâl haram demeden hesabını ve cüzdanını kabartmanın peşine düşemez. Elde ettiği malın hesabını nasıl vereceğinin muhasebesini yapar. Muhasebesini yapan, her an Allah´ın görmesi ve gözetlemesi altında olduğu şuuruna sahip olan Müslüman ticaret erbabı, Peygamberimizin şu müjdesine nail olacaktır: ?Güvenilir ve dürüst tacir, kıyamette peygamberlerle, sıddıklarla (özü-sözü bir Müslüman) ve şehitlerle beraber olacaktır.?
Şu soruları her Müslüman tacir kendisine sormalıdır. Dinimin yasakladığı ticaret usullerinden kaçındım mı? Malımın içinde başkasının hakkı var mı? Yanımda çalıştırdığım işçilerin emeğini teslim ettim mi? Özellikle kamu hukukunu korudum mu? Çünkü burada milyonlarca kişinin hakkı söz konusudur. Ve milyonlarca kişiyle helâlleşmek zordur, kul hakkı almamalıdır.
Kıymetli okurlar, Hz. Peygamber bir kişinin ?Ya Rabbi, Ya Rabbi´ diye dua edip yalvarıp yakarmasından bahsediyor ve diyor ki ?Duası nasıl kabul edilsin. Yediği haram, içtiği haram, giydiği haram...? Evet, dualarımızın ve genel manada ibadetlerimizin kabul olması da, helal kazançla mümkün.
Ayrıca Müslüman kazancının zekâtını vermeli ki Allah´a karşı da borcunu ödemiş olsun. Bol bol sadaka vererek hayır işlemeli ki kazancına karışması muhtemel haksız kazançtan malını temizlesin.
Hâsılı, Müslüman olarak maddi menfaatler uğruna ebedi hayatımız ahireti kaybetmeyelim.
Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma
