En büyük bayram bugün

Cumhuriyet Bayramı tüm ulusumuza kutlu olsun. Şanlarla, şereflerle nice cumhuriyet bayramlarını aziz milletimiz sevinç içinde kutlasın.
Atatürk:
?Biz Türkler, yüz sene evveline kadar her şeyi kendi çekicimizle, kendi örsümüz üzerinde vücuda getirir, kendi çarşımızda, kendi elimizle satardık. İşte bunun için büyük millettik,? diyor.
Bu satırlar kurtuluş savaşımızın, cumhuriyetin, devrimlerin en köklü nedenidir. Bizim yaşamı algılama, yorumlama, var olma felsefemizin temelidir.
Ulusumuz bu hedefi ve bu felsefeyi çok güzel benimsedi. Bu yüzden tüm benliği ile devrimlere, yenileşme ülküsüne sarıldı. Toprağını ekerken makineleşmeyi öğrendi. Fabrikada canla başla çalıştı. Okuma- yazma öğrendi, okulları ilerlemenin, insan olmanın yolu belledi.
Bir gün geldi ki iş bulamadı! Bu sefer de dünyanın tüm ülkelerine gitti. Çalıştı, yurdunu özledi, biriktirdiklerini ülkesine getirdi. Vergisini ödedi, yurt savunmasına katıldı. Çok sabırlıydı. Kendisinin gurbet ellerde haklarının korunmasını, ülkesinde sosyal hakların gelişmesini boşuna bekledi durdu!
Yurtta kalanlar ise, toprağını bin bir güçlükle ekti- biçti, su azaldı, toprak azaldı, nüfus çoğaldı, ürettiklerini sırtında pazara götürdü. Hepsi boşunaydı.
Tarım kredileri, tarımla ilgisi olmayan kesimlere verildi. Tarım, yönetenlerin eliyle bitirildi!
Yönettiklerini sananlar cumhuriyetin tüm kaynaklarını tüketmek için içerde ve dışarıda akbabalarla işbirliğini sürdürdüler.
Tarımda, çiftçimizin bilimden yararlanmasını, yönetenler özellikle engellediler.
Topraklar sellerle sürüklendi, kayboldu. Orman örtüsü yamaçlarda yok edildi çeşitli nedenlerle. Toprak sürüklenmesi için hiçbir önlem alınmadı!
Yetişen kuşakları tarımla uğraşmaya özendirici çalışmalar yapılmadı.
Ürünlerimizi en modern yöntemlerle ihraç edebilmek için yeni pazar yerleri bulmadılar! Üreticiye destek verip üretimi yüreklendirmediler. Tersine kalitesiz, ucuz mallarla yurda yabancı ürün girmesine izin verip, yerli malların üreticisine büyük darbeler indirdiler.? Kısaca sen ekme!? Dediler.
Sağlık, eğitim paralı hale getirilerek dar gelirliler toplum dışına itildiler! Sahipsizler ordusu yaratılarak yeteneksiz ama çok hırslı yöneticilerin oy depoları oluşturuldu! Genel ve yerel yönetimler hiç hizmet vermeden oy alıp, iktidar oldular.
Ülkenin tüm zenginlik kaynakları tüketildi. Büyük kentlerin çevresinde yurttaşlık hizmetleri bekleyen sahipsiz milyonlar, kenara itilerek yaşamayı sürdürdüler.
Deprem, su baskını, çöplük patlaması, susuzluk salgın hastalık, mafya uyuşturucu batağı, kanunsuz yaşamlar kenara itilenleri bekleyen büyük tehlikeler oldu.
Biz, cumhuriyeti kuran kuşaktan, onların özlemlerinden, hedeflerinden ne kadar uzağa düştüğümüzü acı duyarak düşünüyoruz. Bu acı yüreğimizi kavuruyor ve beynimizi yakıyor.
Her şeyin çözümü elimizdedir. Beynimiz düşünebildikçe, yüreğimiz duyarlı oldukça, ?Kuruluş Felsefemize? dört elle sarılmak amacımız olmalı. Devrimlerimizden ihtiyacımız olan en büyük gücü almak zorundayız.
Türkiye Cumhuriyetini, sonsuzca yaşatmak için izleyeceğimiz yol ?Bilim ve Akıl yolu? olmalıdır!