Ah, şu eylüller yok mu? Darmadağın ediyor beni.
Eylülsüz yaşayamam.
Herkes dinlenmek, eğlenmek için yaz aylarını iple çeker, ben ise eylülü.
Eylül ayı yaşam pınarımdır benim.
Eylülde deniz pırıl pırıldır. Kumlarda çıplak ayakla dolaşmanın keyfi bir başkadır, eylülde.
Eylül ayında, balığa çıkan teknelerdedir, gözüm. Ağları dolu olarak gelen balıkçıların mutluluğunu gözlerinden okurum.
Hep kulaklarımdadır, Alpay´ı o ölümsüz ?Eylülde Gel? şarkısı?
Her mevsim ayrı bir güzellik taşıyan Kapıdağ, eylülde de bir başkadır. Enfes bitki örtüsü sarı renklerle bezenmiş bir tabloyu andırır.
Eylülde gün batımını izlemek de doyumsuzdur. En güzel gün batımını izlemek isteyenler, Erdek´e gelsin.
İşte yeni bir eylül daha akıp gidiyor avuçlarımızın arasından. Kim bilir kaç eylülümüz kaldı yaşanacak?
Sanki son eylülü yaşıyormuş gibi sımsıkı sarılın eylüle.
Dizelerimiz Ataol Behramoğlu´ndan:
?Eylül sabahının serinliğini,
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum
Sessizlik ve serinlik birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi
Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içime her uyanışımda
Düşmanlarımı bağışlıyorum
Daha çok seviyorum dostlarımı her uyanışımda
Eylül sabahının serinliğini
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum?