EZAN DAVETTİR

Ezan, İslâm´ın şiârı. Huzura çağrı. Hem ruhî anlamdaki huzura çağrı, hem de Rabbimizin manevi huzuruna çağrı. Müslümanların kimlik bilincini ayakta tutan ezan, aynı zamanda bir memlekette Müslüman mevcudiyetinin göstergesidir. Ezan namaz vaktinin geldiğini haber verir. Çoğunlukla da ezan okunan yerde cemaatle namaz kılınacağının işaretidir.
İslâm´a özgü, ortak dildir ezan. Belki sadece namaza davet gibi anlaşılsa da esasen Allah´ın varlığını, birliğini, Peygamberimizin peygamberliğini ilan eden, kurtuluşun İslâm´da olduğunu deklare eden bir bildiridir.
Hicretten bir buçuk yıl sonra Medine´de artık Müslümanların sayısının artması ve cemaatle namaz namaza davet yöntemi istişare edildi. Peygamberimiz ashabından öneriler aldı. Namaz vakti boru veya çan çalınması, ateş yakma, namaz için etrafa tellal gönderilmesi ve bayrak dikme gibi öneriler yapıldı. Yapılan öneriler daha önceki dinlerin veya kültürlerin unsurları olduğu için Peygamberimiz bu önerileri kabul etmedi. Çünkü peygamberimiz Müslümanlardan özel bir toplum meydana getirmek istiyordu.
En son bir sahabe efendimiz bugünkü ezanı rüyasında gördüğünü peygamberimize söyledi. Peygamberimiz o kişiye ezanın sözlerini sesi daha gür ve güzel olması hasebiyle Bilal-i Habeşî´ye öğretmesini söyledi. Böylece ilk ezanı sabah namazında Peygamberimizin ?müezzinlerin efendisi´ dediği ilk müezzini Bilal-i Habeşî okudu.
Ezan müekked sünnettir, yani en önemli sünnetler kategorisindedir. Farz namazlardan önce erkek Müslümanların ezan ve kamet okumaları sünnettir. Camiden ezan okununca evlerde artık ezan okumaya ihtiyaç yoktur. Birkaç tane ardı ardına kaza namazı kılınacağı zaman en başta bir kez ezan okunması yeterlidir.
Peygamberimiz bir yerleşim yerinde üç kişi bile bulunur da ezan okumazlar ve namaz kılmazlarsa şeytanın onlara musallat olacağını söylemiştir.
Ezan okumanın faziletine dair çokça hadis-i şerif vardır. Müezzin ezan okuyan kimse demektir. Peygamberimiz müezzinlerin sesini duyan bütün varlıkların kıyamet günü müezzinlerin lehinde şahit olacağını, yine kıyamet günü en uzun boylu olanların müezzinler olacağını, misk kokulu tepelerde bulunacaklarını müjdelemiştir.
Müezzinlerin bağışlanması için dua etmiştir peygamberimiz. Müezzin ezan okurken ne kadar güç sarf ederse o kadar mükâfat elde eder buyurmuştur.
Ezan okunurken mümkünse susmak ve ezana saygı göstermek lazımdır. Müezzinin söylediklerini tekrar etmek, hayye alessalâh ve hayye alelfelâh okunurken ?lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm´ demek sünnettir. Ezandaki bu sünnetleri işleyenler için büyük mükâfatlar müjdelemiştir Peygamberimiz.
Ayrıca ezan bitince ezan duasını okuyanlara da şefaat edeceğini haber vermiştir.
Bu arada merkezî sistemden ezan okunmasının zararları göz önünde bulundurularak bir an önce merkezî sistem ezan okunmasından vazgeçilmelidir.
Ezan namaza çağrı içindir. Ezanın her camide okunması esastır. Ezan notadan ibaret değil; bir ibadettir. İnsanların gönlünü hoş tutmak için merkezî sistem yanlışı devam ettirilmemelidir.