HAVA, SU, TOPRAK

Birincisi olmadan birkaç dakika, ikincisi olmadan birkaç gün, üçüncüsü olmadan sadece birkaç haftalık ömrümüz olduğunu kaç kez hatırlıyoruz? Sürekli alıp verdiğimiz ve böylece sayesinde ayakta ve dengede kaldığımız hava. İçip tükettiğimiz ve vücudumuzun büyük bir kısmını oluşturan su. Sürüp ektiğimiz ve ürünleriyle beslendiğimiz toprak. Hepsi de birbirinden değerli ve önemli. Hepsi birbirinden gerekli ve hayati.
Peki onlara gerekli değeri veriyor muyuz? Ve bir gün sarı bir madenin peşine düştü insanoğlu. Her şeyden daha çok önem verdi. Uğruna nice kavgalar edildi, mücadeleler ve savaşlar verildi. Halbuki ne hava gibi ciğerlere çekilemez, ne su gibi içilemez, ne de ekmek gibi yenemez sert bir şeydi. Ama insanların bu sarı madene atfettiği değer çok fazlaydı. Zaten hala da öyle değil mi? Peki sizce bu kadar değeri hak ediyor mu? Bu sarı madenin değeri kendinden değil, insanoğlunun ona verdiği kıymetten kaynaklanıyor. Bir an için düşünelim: Hiç kimse bu madene değer vermiyor, yerde bulsa almıyor, alıp bir yerine takmıyor. O zaman bu maden değerli olur mu? Uğruna bu kadar mücadele yapılır mı? İnsanlar onu bir şekilde elde etmek için türlü entrikalar çevirir mi? Birbirleriyle kavga eder mi? Küser ya da darılır mı? İçimize çekemediğimiz, su gibi içemediğimiz ekmek gibi yiyemediğimiz sert bir şey nasıl bu kadar değerli olabilir? Şöyle bir düşünüp sorgulamamız gerekmiyor mu? Örneğin pandemi döneminde herkesin evlerinde zorunlu olarak kaldığı zaman aralığında havanın, suyun, toprağın değeri daha iyi anlaşılmadı mı? Sizce hangi sarı maden büyükşehirlerin beton blokları arasında sıkışıp kalan ve evinden çıkamayan insanları rahatlatabildi? Öte yandan belki bu sarı madene sahip olmayan ama evinin önünde küçük bir bahçesi olanlar bu dönemi daha rahat atlattılar, öyle değil mi? Öyleyse bir yandan gerçekten değerli olan, öte yandan biz insanoğlunun abartarak değer verdiği bazı şeyleri gelin hep birlikte sorgulayalım. Hepsini yeniden önem sırasına koyalım. Hayati ve insani olan her şeyi listenin baş tarafına yazalım. Abarttığımız bazı şeyleri listenin sonuna yazalım. Elbette hepimiz bir ekonomik sistem içinde yaşıyoruz. Bu sistemi kuran da bizleriz. Ben daha insani ve daha çevreci yepyeni bir ekonomik doktrin ortaya atabileceğimizi düşünüyorum. Konunun uzmanları bu konuda geceli gündüzlü çalışabilir. Tüm dünya için daha insani ve daha paylaşımcı bir model önerebiliriz. Böylece daha az sorunlu bir dünyayı hep birlikte çocuklarımız için kurabiliriz. Havanın, suyun ve toprağın değerini anlayarak tüm sistemlerimizi buna göre yeniden düzenleyeceğimiz o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.