İFTİRA MANEN ÖLDÜRMEKTİR

Varlık âleminde hislerini, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını diliyle ifade edebilen insan gibi başka bir varlık yoktur. Dil insana büyük bir lütuftur. Ancak aynı oranda imtihanı zor olan bir lütuftur.
Dil aracılığıyla işlenen nice günah söz konusudur. İnkâr, yalan, gıybet, lâkap takma, iftira vb. bunlardan. İnsan diliyle inkâr çukuruna sürüklenebilir, savaşlar çıkarabilir, fitneye sebep olabilir, kalpler kırabilir, fark etmeden bir ırkın ve milletin, topyekûn bir topluluğun hakkına girebilir. Dili korumak ve doğru kullanmak öyle önemlidir ki Hz.Peygamber dilini muhafaza edene cennet müjdesi veririm buyurmuştur.
İftira dil ile kolayca işlenen günahlardandır. İftira, olmayan bir suçu veya günahı masuma yükleme, asılsız olarak kötü şeyler isnat etme, kara çalma, bühtan demektir.
İftira, bir insanı manen öldürmektir. İftira, insanın dokunulmaz onurunu tarumar etmeye, yıkmaya sebeptir.
İftira Kur´an´da ?apaçık bir günah´ olarak tanımlanmıştır. Peygamberimiz(sav) iftirayı büyük günahları saydığı bir hadiste zikretmiştir. İftira haramdır ve iftirada bulunan kimseye müfteri denir ki müfteriye lanet edilmiş, kul hakkına dahil olan bu günahı işlediği için ahirette iflas edenlerden olacağı açıklanmıştır.
Peygamberler istisnasız olarak iftiralara uğramışlardır. Hakikat yolunda yürüyen nice erler iftira müptezelliğine muhatap olmuşlardır.
Nur sûresinde Hz. Peygamber´in kıymetli eşi, müminlerin annesi Hz. Âişe´nin büyük bir iftiraya uğradığı uzunca anlatılmaktadır. Defalarca Müslümanlara yenilen inkârcılar İslâm´ın gücünü kırmak, Müslümanların iffetine ve ahlâkına çamur atmak için Hz. Peygamber´in eşine iffetsizlik iftirasında bulunmuşlardır. Orada asıl olarak Yüce Allah, münafıkların başlattığı iftira furyasına Müslümanlardan bazılarının da katılmasını kınamıştır. Bu olayda da görüldüğü üzere iftira atmamak esas olduğu gibi iftiraya alet olmamak, çanak tutmamak da esastır.
Kur´an´da, iftira ilk duyulduğunda Müslüman kardeşimiz hakkında hüsnüzan beslenmesi, bilgi sahibi olunmadan, lafı eveleyip gevelemeden, ?Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşa! Bu, çok büyük bir iftiradır?(Nur,16) denmesi istenmiştir.
Bazı televizyonların, gazetelerin ve sosyal medyanın yaydığı cüruf kokan haberler ve bilgiler karşısında uyanık olunmalıdır. Birçok kimse bu mecralarda yazılan-söylenen şeyleri yüzde yüz doğru gibi algılamakta; onları yazan-söyleyen insanların da en nihayetinde birer insan olduğunu unutmaktadır.
?Kişiye her duyduğunu söylemesi yalan/günah olarak yeter? hadisi de doğruluğu kesin olmayan şeylere aracılık edilmemesi gerektiğini öğütler. Çünkü iftira ne kadar çok yayılırsa sorumluluk ve günah da o nispette fazla olacaktır.
Şu ayet bize bir uyarıdır: ?Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.?(İsrâ,36)
Hucurât sûresinde fâsık kimselerin getirdiği bilgilerin araştırılmasını ve teyit edilmesini emir buyuran Yüce Allah, eğer haberin doğruluğu sorgulanmadan harekete geçilirse bir kişi veya topluluğa kötülük edilebileceğini ve derin pişmanlığa sebep olunacağını açıklar.
İftira, müfterinin alacağı ceza ile telafi edilemeyecek kadar büyük olabilmekte; kapanmayan yaralara dönüşebilmektedir. İftira ile nice masumlar hapislere düşebilmekte, aileler dağılmaktadır.
İftira herhangi bir kuruma atılıyorsa, o kurumun güvenilirliği azalmakta ve dolayısıyla hayırlı işlere taş konmaktadır.
Duamız: Allah hepimizi kuru iftiradan korusun.
sevap kazanmaya devam ederler.
Selam ve dua ile...