Önce Mustafa Yalçın`ı kaybettik, ardından 2,5 ay sonra da kendisinden bir yaş büyük ağabeyi Ömer Yalçın`ı
Yalçın kardeşler deyince aklıma öncelikle "beyefendi gazeteciler" geliyor.
Ömer Yalçın 1930, Mustafa Yalçın ise 1931 yılında, Erdek`te doğmuşlardı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Ömer Yalçın, tutkuyla bağlı olduğu gazeteciliğe 1949 yılında, Yeni Sabah`ta başlamıştı. Ardından Yeni İstanbul, Milliyet, Hürriyet, Meydan ve Günaydın`da çalışmış, bir dönemin satış rekorları kıran Günaydın`ın, Paris ve Londra muhabirliklerini yapmıştı. Ayrıca da, Nesil ve Barometre gazetelerinde yazıları yayınlanmıştı.
Kardeşi Mustafa Yalçın ise mesleğe, 1954 yılında, Hürriyet Gazetesi`nin çatısı altında başlamıştı. Günaydın ve WEB Ofset Yayınları bünyesinde çalışan Mustafa Yalçın, Rapor Gazetesi`ni yayınlamış, Günaydın Gazetesi`nin Paris ve Londra muhabirliklerini yapmış, Yeni Nesil ve Barometre`de yazmıştı.
Uzun yıllardır, Fransa`da yaşıyorlardı, Yalçın kardeşler. İkisi de hiç evlenmemişlerdi. Anneleri Ayşe Yalçın`a büyük sevgileri vardı. Buna bağlı olarak, vefatının ardından annelerinin doğum yeri olan Bandırma`ya bağlı Çepni Köyü`nde, onun adına bir sağlık ocağı yaptırmışlardı. Bu sağlık ocağının açılışında biz de bulunmuştuk. Son derece görkemli bir törenle açılan Ayşe Yalçın Sağlık Ocağı`na, uzun yıllar tanınmış doktorlar gidip, gelerek, yalnız Çepni değil, yöresindeki köylere de sağlık hizmeti vermişlerdi. Son dönemlerde bu sağlık ocağının kapısına nedense kilit vurulması, Yalçın kardeşleri çok üzüyordu. Konuyu, zaman zaman gazetelerde işleyerek uyarıp, dile getirmem ve bu sağlık ocağının eski işlerliğine kavuşturulması gerektiğine dikkati çekmem, onları çok mutlu eder, hemen telefonla arayıp, o nâzik üsluplarıyla teşekkür ederlerdi.
Gazeteci arkadaşım Ahmet Pesen ile birlikte kaleme aldığımız "Güzelliğin Özel Erdek" isimli kitapta, Ömer Yalçın`ın, bir yazısına da yer vermiştik. Yalçın, bu yazısında, Atatürk`ün, son ziyaretini, Erdek`e yaptığını, o etkili üslubuyla anlatıyordu. Bu kitabını kendisine postayla iletmek için adresini istediğimde, kitabı adresine "ödemeli" gönderilmesini, yani posta ücretini kendisinin ödemek istediğini bildirdi. Tabii ki, "ödemeli" göndermedim. Kitabın eline geçmesinden birkaç gün sonra evime gelen bir koliden, şık bir kravat çıktı. Yalçın kardeşler, kitaba karşılık, bana bir jest yapmışlardı.
Yalçın kardeşlerin, anne sevgileri ve hiç evlenmediklerinden söz etmiştim. Onları, benden fazla tanıyan gazetecilerden biri de, Bandırma`daki sevgili meslek büyüğümüz H. Basri Atılganer`dir. Ondan öğrendiğime göre, Ömer Yalçın`ın başından bir nişan olayı geçmiş. Ancak nişanlısının bir gün, annesine bir saygısızlığını görünce hemen nişanı atmış.
Çocukluk yılları, Erdek`te geçmişti, Yalçın kardeşlerin. Benim de çocukluğumdaki yazlar, annemin memleketi olan Erdek`te geçerdi. Bir gün, telefonda konuşurken Mustafa Yalçın`a, Erdek`ten ve kendimden söz edeyim derken, Mustafa Yalçın`ın, "Önder`ciğim, bana kendini hiç anlatma. Biz, seni de, aileni de çok iyi tanıyoruz" yanıtını almıştım.
İki beyefendi gazeteci olan Yalçın kardeşleri hiç unutmayacağım.
Nur içinde yatsınlar.
