İnançlar gücünü nerelerden alır?

Tarihte en kanlı savaşlar din uğruna, mezhep uğruna yapılmıştır. Böyle olmaya da hala devam etmektedir. Irak´ta, Suriye´de, Mısır´da ve de Türkiye´de yaşananlara bir bakın, göreceğiniz geçek şudur: Savaşların asıl patronlarının din, iman, mezhep gibi bir nedenleri yok. Ancak taşeronları için durum hiç de öyle değildir.
Çağımızın en kanlı terör örgütü IŞİD din adına, çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç demeden ne kadar çok can alıyor. Ve bu işi dini adına yapıyor. Televizyonlarda ALLAHÜEKBER nidasını duyduğunuzda bir insanın boğazlandığını anlıyor ve irkiliyoruz.
Tarih boyunca din temelli cezalar; işkenceler, odun ateşinde yakmalar, boyun kesmeler olmadı mı?
Katolik kilisesinin engizisyon mahkemeleri, aforozlar insanları acıdan acıya sürüklemedi mi?
Anadolu Selçukluları döneminde Baba-i İsyanlarının, Osmanlı Döneminde Celali İsyanlarının nedeni mezhep temelli değil miydi? Bu isyanlarda da binlerce insan ölmüştür.
Osmanlıda ?Müslüman kanı akıtmak caiz değildir? diye kurbanlar ya iple ya da denize atılarak boğulmuştur.
Azteklerden başlayarak günümüze kadar BUDİZM hariç tüm felsefi ve semavi dinlerde kurban geleneği vardır.
Kurban demek; kesmek, kan akıtmak ve bu kanı kutsal sayarak öldürmek demektir. Böylece Allah´a yakınlaşılacağına inanılır.
Aztekler en güzel, en sağlıklı kız çocuklarını keserek tanrılarına kurban ederlerdi.
Yine Hz. İbrahim oğlu İsmail´i Allah´a kurban etmek istemedi mi?
Sevgili okurlarım, İşte inanç böyle bir güçtür. Peki, inancın gücü nereden gelir? Bakın psikologlar, psikiyatrlar, felsefeciler bu gücün kaynağı konusunda neler düşünüyorlar: ?İnancın gücü, temelde insanın korkusunu yatıştırmasından gelir. İnsan ölümden korkar, yok olmaktan korkar. İnanç ona öbür dünyayı vaat eder. Her birey kendi dininin kurallarına uyarsa CENNET´e uymazsa CEHENNEM´e gidecektir. İnsan yalnız bırakılmaktan korkar. Dışlanmaktan korkar. İnanç onu bu korkulardan kurtarır.?
Bütün bunlardan dolayı inanç çok güçlü olup kitleleri peşinden sürükler.
İnançlar din kaynaklı olabildiği gibi, geleneksel kaynaklı da olabilir. İnsanlar inançlarının dışına çıkmaktan çok korkarlar. İnancın dışına çıkmak onlar için, bilmediği bir yerde kaybolması gibidir.
Tüm insanların aynı inançta olması beklenemez.
Farklı farklı insanların bir arada barış içinde yaşayabilmelerinin güvenesi ?LAİKLİK?tir. Laiklik dinsizlik demek değildir. LAİKLİK inançları farklı olan insanlara aynı mesafede durmaktır.
LAİKLİK herkesin inanıcını serbestçe yaşayabilmesinin teminatıdır. Çünkü LAİKLİK uygarlıktır.