KAYBOLAN BANDIRMA

Çıra gibi yandı ve yarım saatte küle döndü. 
Bandırma’da günümüze sağlam olarak gelen nadir tarihi yapılardan biri daha aynen öyle oldu. Çıra gibi yandı ve yarım saatte küle döndü. 
Sahil Sokak’ta aynı sırada, tescilli 4 yapıdan biri olan ve restoran olarak kullanılan 8 No’lu yapı yanındaki kapısı açık olan ve kullanılmayan 10 No’lu yapı meskûn halde yıkılmaya yüz tutarken belediye tarafından 3 yıl önce alınan önlem sadece 2-3 tane bariyer koymak oldu. Sahiplerini de tespit edip korumaya zorlanabilinirdi. Bariyerlere rağmen kapısı açık eve kolayca giren kimsesizler sonunda yapacaklarını yaptılar. 
Daha önce kapısı açık, kullanılmayan bu evde 3 tane sokak köpeği kalıyordu. Keşke köpekler kalsaydı da en azından ev korunmuş olurdu. 
Hepimizin bildiği gibi sahipsiz ve önlem alınmayan bu yapılar her zaman tinercilerin ve evsizlerin sığındıkları yerler oluyor. Kütüphane arkasında Liman Sokak’ta da 1937 yapımı bir evin de şimdilik çatısı çökmüş, sonra akıbeti ne olacak belli değil. Yapılacak iş etkin önlem almak. Çok mu zor? 
İşte size; önlem alınmayınca ne oluyor acı bir örnek; 
Tüm Bandırmalıların ve tüm yetkililerin başta mal sahibi Mal Müdürlüğü’nün de çok iyi bildiği gibi 97 yıl önce yapılan tarihi “Pertevniyal Bandırma Hastanesi” de hastane yeni yerine taşındıktan 12 yıl içinde ilgisizlikten ve gerekli önlemler alınmadığından bugün maalesef enkaza dönüşmüş durumda. 
Bandırma’nın simge yapıları ilgisizlik nedeniyle birer birer yok olurken, yıllar önce Bandırma’dan ayrılanlar daha sonra geldiklerinde “Burası Bandırma mı?” diye sormalarını yadırgamamak lazım. 
Tescilli olsun olmasın bazı güzel yapılar yıkıldı “toprak” oldu, bazıları yıkıldı “beton” oldu. 
Kent merkezinde çok az kalan tescilli yapıların hemen tamamı cephelerindeki reklam amaçlı geniş levhalar yüzünden estetik görüntüleri kaybolmuş tıpkı kaybolan Bandırma gibi. 
Sosyal medyada ise Bandırma fotoğraflarını eski siyah beyaz kartpostallarda gören Bandırmalılar da “Bandırma kaybolmuş” demekten yerden göğe kadar haklılar.