Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

ERDEK MÜFTÜLÜĞÜ


KLASİK TEFSİRLERİN ÖZGÜNLÜK DEĞERİ

Bir tefsirin özgün olup olmadığının sağlanması, kendisinden sonraki tefsirlere kaynaklık edip etmediği ile yapılmaktadır. Meseleye bu yönüyle bakıldığında, hâli hazırda günümüze ulaşan tefsirlerin pek çoğunun daha eski tarihli bir veya birkaç eserin taklidi, tekrarı veya kısaltılmış mahiyetinde olduğu görülmektedir.


Bir tefsirin özgün olup olmadığının sağlanması, kendisinden sonraki tefsirlere kaynaklık edip etmediği ile yapılmaktadır. Meseleye bu yönüyle bakıldığında, hâli hazırda günümüze ulaşan tefsirlerin pek çoğunun daha eski tarihli bir veya birkaç eserin taklidi, tekrarı veya kısaltılmış mahiyetinde olduğu görülmektedir. Örnek vermek gerekirse Beğavî’nin (ö. 516/1122) “Me’âlimü’t-Tenzîl” adlı tefsiri, Sa’lebî’nin (ö. 427/1036) “el-Keşf ve’l-Beyân” isimli tefsirinden özetlenmiştir. Dolayısıyla Beğavî sağlam bir hadisçi olması hasebiyle Sa’lebî’nin tefsirindeki uydurma hadisleri ayıklayarak tefsirini meydana getirmiştir. Beğavî’nin tefsiri ise Hâzin’in (ö. 741/1340) “Lübâbü’t-Te’vîl” adlı tefsirine kaynaklık etmiştir. Kezâ Kevâşî’nin (ö. 680/1281) “et-Telhîs’i” de büyük ölçüde Beğavî ve Zemahşerî’nin (ö. 538/1144) tefsirlerinden mülhemdir. Kevâşî’nin tefsiri de Süyûtî’nin (ö. 911/1505) “Celâleyn” adlı tefsirine kaynaklık oluşturmuştur.
Sözü edilen kaynaklık hiyerarşisinden de anlaşılacağı üzere, Sünnî tefsir literatüründe özgün eser sayısı yok denecek kadar azdır. Bu noktada özgünlüğün daha ziyade dirayet tefsirlerine müteallik bir hususiyet olduğunu belirtmek gerekir. Zira rivayet alanındaki özgünlük, eski görüşlerin sağlıklı bir şekilde nakliyle eşdeğer bir anlam taşır. Bunun yanında, rivayetlerin değerlendirmesine ilişkin bir özgünlükten de söz edilebilir. Bu müfessir tahmin edilebileceği gibi rivayetlerin sübut ve delaletlerini araştırırken son derece titiz olmasıyla meşhur olan İbn Kesîr’dir. (ö. 774/1303) Nitekim İbn Kesîr, rivayet temelli tefsirler arasında yer alan Taberî (ö. 310/923) ve İbn Ebî Hâtim’in (ö. 327/938) tefsirlerinden rivayetleri hem sübut hem de delalet açısından değerlendirmeye tabi tutmuştur. Bu açıdan bakıldığında, İbn Kesîr’in et-Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm adlı tefsiri de özgün tefsirler arasında zikredilebilir.
Az önce de ifade edildiği gibi Sünnî tefsir literatüründe özgün tefsirlerin sayısı bir elin parmağını geçmemektedir. Sözgelimi, “Sultânu’l-müfessirîn”, “Hâtimü’l-müfessirîn”, “Allâme-i kül” gibi unvanlarla tavsif edilen Ebüssuûd’un (ö. 982/1574) “İrşâdü’l-Akli’s-Selîm” adlı eseri de Zemahşerî ve Beydâvî’nin (ö. 685/1286) tefsirlerinden esinlenerek kaleme alındığından orijinal olduğundan söz etmek zor gözükmektedir. Benzer şeyler Beydâvî’nin “Envârü’t-Tenzîl ve Esrârü’t-Te’vîl” ve Nesefî’nin (ö. 710/1310) “Medâriku’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl” isimli tefsirleri için de geçerlidir. Söz konusu tefsirler Zemahşerî’nin “el-Keşşâf” isimli tefsirinin âdeta bir kopyası niteliğinde olup Zemahşerî’nin tefsirinin özeti mahiyetindedir. Dirayet tefsirinin meşhur temsilcilerinden Ebû Hayyân’ın (ö.
745/1344) “Bahru’l-Muhît” adlı tefsiri de bir bakıma Zemahşerî’den esinlenerek telif edilmiştir. Keza, Semîn el-Halebî’nin (ö. 756/1355) “ed-Dürrul Masûn” adlı tefsiri de Ebû Hayyân’ın özeti konumundadır. İbn Âdil’in “el-Lübâb” adlı tefsiri de Semîn el-Halebî’nin tefsirinden ilham alınarak yazılmıştır. Seâlibî’nin (ö. 875/1470) “Cevâhiru’l-Hisân” adlı tefsiri İbn Atiyye’nin (ö. 541/1147) “el-Muharrerü’l-Vecîz” adlı eseri kaynaklı etmiştir.
Son aşamada, özgün/orijinal tefsirlere bakılacak olunursa, Sünnî tefsir literatüründe özgün niteliğine haiz tefsirlerin en başında kuşkusuz Taberî’nin “el-Câmiu’l-Beyân” adlı tefsiri gelmektedir. İşarî/Tasavvufî tefsirinde de Sülemî’nin (ö. 412/1021) “Hakâiku’t-Tefsîri”nin özgün olduğundan bahsedilebilir. Sünnî tefsir literatürünün özgün eserlerinden bir diğeri de Fahreddîn er-Râzî’nin (ö. 606/1210) “Mefâtîhu’l-Ğayb” adlı tefsiridir. Mu’tezilî gelenekte özgün tefsirler arasında yer alan ve aynı zamanda birçok tefsire kaynaklık eden Zemahşerî’nin tefsirini de yeri gelmişken zikretmek gerekmektedir.
Filolojik/dilbilimsel tefsirler arasında özgünlük değeri taşıyan eserler ise, Ferrâ’nın (ö. 207/822) “Me’âni’l-Kur’ân”ı, Ebû Ubeyde’nin (ö. 209/824) “Mecâzü’l-Kur’ân”ı, İbn Kuteybe’nin (ö. 276/889) “Te’vilü Müşkili’l-Kur’ân”ı ve Zeccâc’ın (ö. 311/923) “Meâni’l-Kur’ân”ı zikredilebilir.
 

  • BIST 100

    9938,07%2,28
  • DOLAR

    32,46% -0,07
  • EURO

    34,72% -0,69
  • GRAM ALTIN

    2439,90% 0,16
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Cumartesi 22.1 ° / 9.9 ° Güneşli
  • Pazar 15.6 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 14.7 ° / 10.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

27.04.2024

  • İMSAK 04:33
  • GÜNEŞ 06:07
  • ÖĞLE 13:11
  • İKİNDİ 16:59
  • AKŞAM 20:05
  • YATSI 21:33