Koltuk ve eleştiri

?Tek adam? sistemiyle yönetilen kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve kulüplerde başarı ve başarısızlıkların başkana yönlendirilmesine elbette ki evet! Örneğin, Fenerbahçe Kulübü. Başkan Aziz Yıldırım, her şeye karıştığı, teknik adamları tek başına seçip, kovduğu için başarı ve başarısızlıkların tek sorumlusudur, katılırım.
Gelelim, Bandırmaspor´a?
Ligin ilk beş maçındaki başarısızlığın tüm faturasının Bandırmaspor Kulübü Başkanı Erhan Elmastaş´a mal edilerek kellesinin istenmesini doğru bulmuyorum.
Tabii ki, Elmastaş´ın da hataları vardır. Hangimizin yok ki?
Bizler, gazeteci olarak hata yapmıyor muyuz? En azından, kendi meslek kuruluşumuzu, cemiyetimizi oluştururken bile hataya düşüp başkanlık koltuğu uğruna, bugün FETÖ´cülükten cezaevinde bulunanlar ile aynı yönetim içinde buluşan kişiler yok mu aramızda?
Erhan Elmastaş da bu kentin çocuğu. Hepimiz gibi onun da yüreği Bandırma ve Bandırmaspor için çarpıyor. Kulübün başarısı için cebinden para ve emek harcıyor. Ailesine bile kulüpten daha az zaman ayırıyor ve en önemlisi sağlığını zaman zaman riske atıyor. Onun da elbette ki hataları var. Örneğin, sezon başında izlenen transfer politikası, eski başarılı takımın dağıtılıp ?sil baştan? bir takım kurulması ve transfer politikasında tümüyle teknik sorumlu İsmail Ertekin´e teslim olunması hem Elmastaş, hem de yönetim kurulunun hatası. Ancak, bir kişiyi değerlendirirken, yapıcı eleştirilerde bulunulmalı. Hiçbir gazetecinin, ?Sen, o koltuğu dolduramıyorsun. Kalk oradan!? deme hakkı da, haddi de olamaz. Bu durumda, Elmastaş da, kendisine bu sözü yönelten gazeteciye, ?Beni bu göreve sen getirmedin, genel kurul getirdi. Asıl sen, cemiyetinde başkanlık koltuğunu dolduramadın ve genel kurul, gazeteciler cemiyetine yeni başkan ve yönetim kurulu seçti? diye yanıt verirse haksız mı olacak?
İğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batırmak gerekmez mi?