Marmarabirlik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, gerçekten de ilginç bir adam. Öncelikle en küçük bir eleştiriye tahammülü yok, bu birincisi. İkincisi ise ilçelerin yerel siyaset dinamiklerinden uzak oluşu.
Konuyu biraz açalım.
Daha önce de gazeteci olarak çok basit eleştirilerime hemen öfkelenen Hidamet Bey, hemen telefona sarılıp, benimle tartışmaya girmişti, birkaç kez. Kısa bir süre önce, hükümetin, zeytin alanlarını sanayi tesisleri kurulması için yapılaşmaya açmak istemesi nedeniyle Hidamet Bey’i telefonla arayarak, görüşünü sormuştum. Konu, o günlerde TBMM’de tartışılıyordu ve zeytin üreticileri birliğinin en başındaki kişi olan Hidamet Bey, suskunluğunu koruyordu. Gerçekten de son derece iyi niyetle düşüncesini almak istemiştim. Telefonda, özet olarak bana, “Konu, komisyondan çıkmadan bir şey söyleyemem. Tabii ki, zeytinlikler yok edilmemesi gerekir…” gibi bir değerlendirmede bulunmuştu. Bu açıklamasını, Erdek’in yerel gazetelerinde yayınladığımın ertesi günü, sayın Hidamet Asa, öfke içinde beni yine arayarak, kendisinden izinsiz, bu açıklamasını neden yayınladığımı sorunca, O’na şöyle sormuştum:
“Hidamet Bey, siz ne diyorsunuz? Ben, size telefonu, hatırınızı sormak için açmadım. Zeytinliklerin yok edilmemesi konusunda düşüncenizi almak için aradım. Açıklamanızı yayınlamamdan neden çekiniyorsunuz?”
Ama bilmem neden çekiniyordu ki, Asa’nın öfkesi bir türlü dinmiyordu. “Beni bir daha aramayın!” diyerek, telefonu kapattı. Konuyla ilgili olarak yorumu size bırakarak, gelelim Asa’nın, ilçelerin yerel dinamiklerinden habersiz davranışına.
Şubat ayı içinde, Marmarabirlik’e bağlı 162 sayılı Erdek Zeytin Tarım Satış Kooperatifi’nin genel kurulu yapılacak. Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı da, kooperatif başkanlığına adaylığını ilk kez bana açıklarken, “Geçiminin büyük bir bölümünü zeytinden sağlayan Erdek’i, Bursa lobisine yenik düşürmemek için siyasi ağırlığımızı ortaya koymalıyız. Bunu sağlamak adına da adayım” dedi. Ne var bunda? Sarı’nın aday olmasında da bir sakınca yok, adaylığının nedenini açıklamasında da…
Sarı’nın yerinde saptamasıyla Asa Bey, “paranoyak” bir yaklaşımla, Sarı’nın açıklamasına uzun ama son derece boş bir yanıt verirken, Sarı’dan da bence çoktan hak ettiği yanıtı aldı. Bu yanıtın tamamı, gazetelerde yer aldığından ayrıntısına girmek istemiyorum. Yalnızca bir bölümünü bir kez daha yayınlamakta yarar görüyorum:
“Lobicilik, kötü bir faaliyet değildir. Doğru yönetildiğinde, üreticinin çıkarları doğrultusunda siyaset ürettiğinde tabii ki desteği hak eder. Bahsettiğim, siyasi partilerdeki siyaset de değildir. Yine üreticimizi kucaklayacak, kişisel çekişmeleri aşmış, tüm ortak kooperatiflerine ve onların üyesi üreticilere aynı uzaklıkta bir siyasetten söz ediyorum.”
Okuduğunuz bu köşe yazısı, kesinlikle Hüseyin Sarı’nın kooperatif başkanlığına adaylığını destekleme amacıyla yazılmamıştır. İster Sarı, isterse Durak kazansın, beni hiç ilgilendirmiyor. Sonuçta genel kurulun iradesine saygı duyulmalıdır.
Bu konuda beni ilgilendiren, Marmarabirlik gibi çok önemli bir kurumun başkanının, sağduyudan ve soğukkanlılıktan uzak bir şekilde, en küçük bir olayda hemen kendini ortaya atarak, lâf yetiştirme yarışına girmesi, Erdek’in siyasi dinamiklerine, yerel politikaya müdahale etme çabasıdır.
Sayın Hidamet Asa’ya önerim şudur:
Ne olur, otur yerinde ve her şeye yerli yersiz karışma! Marmarabirlik’i de tartışmaların içine sokma!
