Allah´ın rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun...
Sevgili okurlar, bizler kurban, Yüce Allah´ın emri, Peygamberimizin uygulaması ve vacip olarak yükümlülüğümüz olduğu için keseriz, kesmeliyiz. Ancak bu demek değildir ki bu ibadette hikmet bulunmasın ve fayda temin edilmesin.
Kurban ibadetiyle Rabbimiz biz kulların hayatına nice güzellik katmıştır. Bunların bir kısmını ifade edebiliriz. Öncelikle kurbanla bir nişane olarak Hak için bütün varlığımızı feda edebileceğimizi, o emrederse hayatımızdaki her şeyden hatta canımızdan geçebileceğimizi beyan etmiş oluyoruz.
Gönlümüzde Allah´tan, O´nun sevgisinden ve rızasından üstün hiçbir şeyin olamayacağının eğitimini almış oluyoruz. O´na itaati, koyduğu kurallara teslimiyeti ikrar ediyoruz.
Bunların yanında Kurban malî bir ibadettir. Merhametlilerin en merhametlisi olan Mevlamıza şükrümüzü malımızın bir kısmını kurban ederek ödemiş oluyoruz. Bu arada Mevlamız da bu malî ibadetle hayatımıza bereket, kullarına rızık kapısı ve iktisadî hayatımıza canlılık lutfediyor. Öyle ki sadece ülkemizde 4 milyon civarı hayvan kurban olarak kesiliyor. 10 milyar lira gibi bir meblağ ekonomik kazanç temin ediliyor. Vatandaşlarımızın büyük bir kısmı geçimini kurban bayramında oluşan pazar vesilesiyle elde ediyor.
Sonuçları bakımından kurban ibadeti bizi infak etmeye, paylaşmaya ve yardımlaşmaya da sevk ediyor.Ki ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz kurbanların etlerinin kanlarının kendisine ulaşmayacağını niyet ve teslimiyetin kendisine ulaşacağını beyan ediyor. Fakat kesilen kurbanlardan fakir, garip-gureba faydalanıyor. Kurbanı paylaşmayı Allah Resûlü bizlere öğretmiştir.
Zira daha kurbanın meşru olduğu ilk yıl kıtlık nedeniyle Peygamberimiz kesilen kurbanlarını etinin tamamının üç gün içerisinde bitirilmesi gerektiğini yani yenilip ve paylaşılmasını istemiş. Daha sonraki yıllarda ise kişilerin kendi durumlarına göre taksimat yapılabileceğini ümmetine açıklamıştır. Genel olarak kurban eti üçe taksim edilir. Ev halkı, misafir konu-komşu ve fakirlere olmak üzere.
Bu fıkhî durum olmakla birlikte eğer et ihtiyacımız yoksa tamamının sadaka olarak verilmesi en evla olanıdır.
Bir defasında kurbanlar kesilip ilk olarak peygamberimize yemek üzere et getirildiğinde Efendimiz(sav) ?komşuların dumanı yükseldi mi?´ diyerek komşu hassasiyeti gütmüş, komşuları et tatmadan kendisi yemeyi uygun bulmamıştır.
Ayrıca yine Resül-i Ekrem Efendimiz eşi Hz. Aişe´ye kesilen kurbanı ne yaptıklarını sormuş, o da bir kürek kemiği hariç hepsini dağıttıklarını söyleyince Peygamberimiz(sav) : Desene Ya Aişe bir kürek kemiği hariç hepsi bize kaldı, diyerek infak edilenin ahirete göndermek suretiyle bizim olacağını öğretmiştir.
Şimdi geliniz kurbanları evimizde istiflemek yerine kurban kesemeyen, yıl içerisinde et yüzü göremeyen akraba, komşu ve fakirlere yedirelim, verelim. Verdikçe malımızın bereketleneceğini, hediyelerle gönül alabileceğimizi, İslâm´ın bu güzel ibadetini ve merhamet dini oluşunu paylaşarak temsil edelim.
Yüce Allah kestiğiniz kurbanları kabul eylesin. Rabbim bizleri daha nice bayramlara kavuştursun...
