KUŞLAR GİBİ HAVADA UÇTUK BALIKLAR GİBİ DENİZİN ALTINDAN GİTTİK

Peki insan gibi yaşamayı öğrendik mi?
Şefkat kanatlarımızı masumların üzerine gerebildik mi? Yanımızda yaşlandıklarında annemize, babamıza ?öf? bile demeden onlara bakabildik mi? Mal bölüşürken ?insanlık kazansın, yarın yüz yüze bakacağız, kimsenin hakkı bana lazım değil? diyebildik mi? Zevklerimizin değil, hak ve hakikatin peşinden koşabildik mi? ?Az da olsa helalinden olsun? diyerek kanaat edebildik mi? Vicdanımızı en rahat yastık yapıp geceleri derin bir uyku çekebildik mi? Eğer bütün bunlara gönül rahatlığı ile evet diyemiyorsak, kuş gibi havada uçsak ne olur, balık gibi denizin dibine insek ne olur, Ay´a gitsek, Mars´a yolculuk etsek ne olur? Bu dünyaya gelmenin anlamı insan gibi yaşamak ve yaşatmaktır. Diğerleri Yüce Yaratıcımızın bize hediye ettiği akıl yoluyla yaptığımız yenilikler ve teknolojik gelişmelerdir. Bütün bu yapılan yeniliklerin ve kaydedilen teknolojik gelişmelerin bir anlam ifade etmesi ancak ve ancak insanlığın yararına olması şartıyladır. Ama insanoğlu madenleri kolayca çıkarmak için icat edilen dinamiti savaşta birbirinin üzerine atmıştır. Müthiş bir enerji ve güç kaynağı olan atom enerjisini iki şehrin halkını yok etmek için kullanmıştır. Buradan herkesin dikkatini çekmek isterim ki insanoğlu kendisini daha yok edici bir savaşa doğru sürüklüyor. Binlerce savaş oyunu sanal alemde insanları zihnen buna hazırlıyor. Ortak noktalar yerine farklılıklara vurgu yapılması çatışmalara zemin hazırlıyor. Ancak unutulmasın ki elimizde bir tek yaşam alanımız var; o da dünyamız. Yaptığımız bütün yıkım ve tahribata rağmen sabırla bizi sırtında taşımaya devam ediyor. Sizce bir savaşa daha dayanır mı? Zaten hiç savaşsız deldiğimiz ozon tabakasının, kirlettiğimiz okyanusların, rayından çıkardığımız iklimlerin büyük ölçekli bir savaşta ne hale gelebileceğini hiç düşündük mü? Neslini tükettiğimiz hayvan ve bitki türlerini saymıyorum bile. Ama neden? Cevap: Daha çok kazanmak için. Peki, çok kazananların o çok kazandıkları paraları harcayabilecekleri bir dünya ortada yoksa o paraları ne yapacaklar? Hangi deniz kenarında oturup hangi canlı balığı yakalayabilecekler? Hangi domatesi doğrayıp salata yapabilecekler? Elbette küresel bir felakette hepimiz olumsuz etkileniriz. Tıpkı virüsün hiçbir ayırım yapmadığı gibi. Herkesin aklını başına alma vakti. Eski savaşlarda olduğu gibi ?cephe gerisi? diye bir durum da yok artık. Muhtemel bir savaşta her yer hedef, her yer cephe haline gelir. Hiç kimse de kazanamaz, tüm insanlık olarak kaybeder bu dünyadaki yaşama kendi ellerimizle son vermiş oluruz. Barışın değerini anlayacağımız ve tüm insanlık olarak insanca yaşayacağımız o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.