Marmara Denizi Ölüyor, Devlet Seyrediyor

Marmara Denizi`nde sorunlar bitmek bir yana, katlanarak artıyor.
Beyaz jelimsi tabaka olarak nitelendirilen "kaykay" nedeniyle birçok balıkçı teknesi, Aralık-Ocak döneminden bu yana denize açılamadı. Gemlik, Çanakkale, Bandırma ve Mudanya başta olmak üzere çok sayıda balıkçı, av sezonunu hüsranla kapattı. Uzmanlar, Marmara Denizi`nde yaşayan su canlılarının, uzun süredir, aşırı avcılık ve kirlenme nedeniyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğuna, orkinos, kalkan, kolyos, uskumru, mersin ve kılıçbalığının sayısının gün geçtikçe azaldığına dikkati çekerken, lüferin de bitmek üzere olduğunu vurguluyor.
Çocukluğumun Bandırma`sında balığa doyardık. Balıkhanenin önüne yayılan yüzlerce palamut, çifti 25 kuruştan satılırdı. Hemen hemen her evde, tenekelerde palamut tuzlanırdı. Şimdi artık, Marmara Denizi`nde palamudu ara ki, bulasın!
Bandırma`da, o yıllarda hemen hemen tüm çocukların yüzmeyi öğrendikleri "Demirlitaş" ve "Livatya" mevkiindeki plajlar bölgesinden dalarak çıkarıp, tenekeler üzerinde pişirerek yediğimiz midyelerin tadı hâlâ damağımda! Şimdi, Marmara Denizi`nde hem midye yok, hem de uzmanlar, ağır metaller içermesi nedeniyle olan midyelerin de yenmemesini öneriyor.
Çocukluğumun Bandırma`sında, dip balıkları başta olmak üzere her çeşit balık vardı. Öyle ki, bugünlerin aranılan balıkları arasına giren istavrit ve hamsinin yüzüne bile bakmazdık.
Geçtiğimiz günlerde, Bandırma Ticaret Odası Başkanı ve Kocaman Balıkçılık İthalat ve İhracat Limitet Şirketi Başkanı Osman Kocaman, Marmara Denizi`nin içinde bulunduğu ortamın bir âfeti andırdığını vurgularken, şu çarpıcı yorumu getirmişti:
"Marmara Denizi ölüyor, devlet seyrediyor!"
Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili  ama çağdaş tüm ülkelerdeki gibi balıkçılığın sorunlarıyla ilgilenecek bir "Denizcilik Bakanlığı"mız yok. Bırakın, balıkçılıkla ilgili bir bakanlığı, ülkemizde, Avrupa Birliği`nin öngördüğü, Balıkçılık Genel Müdürlüğü bile bulunmuyor. Ülkemizdeki balıkçılık sektörü, Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü`ne bağlı bir daire başkanlığı tarafından yürütülmeye çalışılıyor. Hepsi bir yana, balıkçılık sektörümüz, hiç olmazsa, kurulacak bir Su Ürünleri Genel Müdürlüğü`nün yönetimine bırakılamaz mı?