MEZARLIKLAR VAZGEÇİLMEZ İNSANLARLA DOLUDUR?

Ezel (geçmiş zaman) tam net olarak bilinemez. Ebed (gelecek zaman) de öyledir.
Efendim, çok eski zamanlarda adlarına ÇAKRAVİN denilen bir takım hükümdarlar yaşarmış. Bunlar dünyaya bin yılda bir gelirlermiş ve geldiklerinde tüm dünyaya hükmederlermiş.
Ülkeleri buyrukları altına alma yöntemleri de şöyleymiş; bu çakravinlerin som altından yapılmış at arabaları varmış. Bir de bu arabaların çok özel atları, ele geçirmek istedikleri ülkeye önden bu altın arabayı gönderirler ve karşı ülkenin tepkisini izlerlermiş. Eğer araba gittikleri ülkede iyi karşılanır ve tepki görmezse o ülke, hükümdarın yönetimine katıldığı anlamına gelirmiş. Yok, hoş karşılanmaz tepki görürse de aksi olduğu anlaşılır ve hemen arkadan gelen ordu o ülkeye savaş açıp ele geçirirmiş.
Çakravin olmak çok zormuş. Bütün dünyayı ele geçirip tek hükümdar olmak gerekiyormuş.
İşte böyle tüm dünyaya hükmeden zamanın çakravini ölmüş. Eşi, dostu, korumaları, çoluğu çocuğu çevresinde her kimse varsa bu acıya dayanamayıp kendilerini öldürmüşler. Efsaneye göre çakravinler yakınlarıyla birlikte cennete giderler. Ancak kapıdaki bekçi hükümdara şöyle der: ?Efendim yalnızca siz girin. Yanınızdakileri sokamayız.?
Çakravin nedeni sorsa da bekçi tek girmesi konusunda ısrar eder. Sonunda bekçinin dediği olur.
Cennet kapısından içeri giren çakravin gördükleri karşısında şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırır. Çünkü içeride gökyüzünde yüzlerce güneş ve ay, keza milyonlarca yıldız vardır. Ayrıca cennetin büyüklüğü Himalaya Dağları büyüklüğündedir. Yani 3200km uzunluğunda ve 8-7 bin metre yüksekliğinde olup altından oluşmuştur.
Cennete giden çakravinlerin bu som altından dağın üzerinde adını yazmaları adettenmiş. Fakat hükümdar ne kadar dolaştıysa da kendi adını yazabilecek kadar boş bir yer bulamamış. Kendisinden önce gelenlerin isimleri dağı doldurmuş.
Çakravin cennetin kapısına dönmüş ve gördüklerini kapıcıya anlatmış. Kapıcı hiç şaşırmamış. Kendisine yol göstermiş ve şöyle demiş: ?Benim babam, babamın babası, onun babası, geriye doğru tüm atalarım burada kapıcıydı. Onların anlattıklarına göre sizden öncekiler yer bulamadıklarında, kendinden öncekilerin isimlerini silerek onları yerine yazıyorlarmış. Siz de öyle yapın Efendim. Ayrıca yanınızdakileri neden içeri almadığımı anladınız mı Efendim? diye de sormuş.
Çakravin ?Niçin??
Eğer onları içeri alsaydım hayal kırıklığı yaşayacaklardı. Çünkü onlar için sizi bu dünyada gelmiş geçmiş tek çakravin zannediyorlardı. Anlayacağınız, karizmanız çizilecekti. Oysa bu dünyada sizden o kadar çok var ki!
Sevgili okurlarım, kıssadan hisse kendisini tek ?ÇAKRAVİN? zanneden, yine kendisinde olağanüstü güçler vehmeden, vazgeçilmez olduğunu düşünen, ?ben ölürsem dünya batar? mantığıyla yaşayan ne kadar çok insan var.
Oysa bilmezler ve düşünmezler ki ?MEZARLIKLAR VAZGEÇİLMEZ İNSANLARLA DOLUDUR.?