Öğrencilerimle buluşmalar

Çok doğru olan şöyle bir söz vardır:
"Anne ve babalar, sadece çocuklarının başarılarını kıskanmazlar."
Buna öğretmenleri de eklemek gerekir, bence.
Bir öğretmenin de en büyük mutluluğu, öğrencilerinin başarısını görmektir, hiç kuşkusuz.
Birkaç gün önce Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı Özel Lisesi´nde Türkçe derslerine girdiğim, Hürriyet Gazetesi´nin 2012 yılından bu yana "Ekonomi Müdürü" olup, aynı gazetenin "İK(İnsan Kaynakları)" Yayın Yönetmenliğini de başarıyla yürüten Sefer Levent ile Erdek´te buluşarak sohbet ettik.
Geçtiğimiz hafta da iki öğrencimi işyerlerinde görmek istedim.
Önce, Bandırma Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) Bandırma Merkez Müdürlüğü´nün teşekkür belgesi vermek için gittiği "Ercili Şirketleri"ndeydim. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı, öğrencim Murat Ercili´yi görmeyi umut ediyordum. Ancak iş yaşamında büyük başarılara imza atan, 105 ülkeye ihracat yapıp, şirketlerinden 1800 dolayında kişinin ekmek yediği, başarılı iş insanı sevgili Murat, şehir dışında olduğundan kendisini görme olanağım olmadı. Teşekkür belgelerini şirketin genel müdürü İbrahim Barbaros aldı.
Ardından, uzun süredir ziyaret etmeyi planlayıp, bir türlü fırsat bulamadığım, Bandırma Kültür ve Eğitim Vakfı Özel Lisesi´nde(KEV) Türkçe derslerine girdiğim Burak Burtan´ı ziyaret ettim. 1982 yılında, Diyarbakır´da doğan sevgili Burak, Erdek Atatürk İlkokulu´nu bitirdikten sonra KEV Özel Lisesi ortaokulunu bitirmiş, ardından İstanbul Bilfen Lisesi´nden mezun olmuştu. Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi´ni bitiren Burak, doktorasını İstanbul Kültür Üniversitesi´nde yapmıştan sonra 7,5 yıl süreyle Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ve Lefke Avrupa Üniversitesi´nde asistanlık görevini yürütmüştü.
Sevgili Burak, halen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu´nda, Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. Tabii ki, onun için hedefler bitmiyor. Şimdi hedefi, üniversitenin Hukuk Fakültesi´nin de eğitim-öğretime başlaması. Bu gerçekleştiğinde, Hukuk Fakültesi´nin kurucu öğretim üyeleri arasında bulunmayı istiyor.
Öğretmen-öğrenci buluşması olur da anılardan söz edilmez mi?
Sevgili Burak, yıllar önce Türkçe derslerine girdiğimde, "Atatürk´ün Gençliğe Hitabesi"ni onlar için günümüz Türkçesine çevirmemi unutmadığını belirtiyor ve "O yıllarda bugünkü gibi iletişim araçları gelişmemişti. Atamızın gençliğe seslenişinin, sizin tarafınızdan günümüz Türkçesine çevrilişi ile ilgili notumu uzun süre saklamıştım" diyor. Yine Türkçe derslerimizin, özgür bir tartışma
ortamı içinde tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştiğini, sık sık yaptığımız münazaraların(konu tartışmaları) onları düşünmeye, güzel konuşmaya ve kendilerine güven duymaya yönelttiğini vurguluyor. Tabii ki mutlu oluyorum, öğretmenlik yıllarımda, "müfredat" denilen baskı kıskacına boyun eğmediğimin, öğrencilerim tarafından fark edildiğini görmekten...
Sevgili Burak´ın, yeni hedeflerine ulaşacağından hiç kuşkum yok. Yürekten başarılar diliyorum. Burak ve onun gibi çok sayıdaki öğrencilerimin başarılarıyla gurur duyuyorum.
Fırsat buldukça eski öğrencilerime ziyaretlerimi sürdürmek istiyorum.
Ne diyeyim ki...
İyi ki öğretmenlik yapmışım...İyi ki gazeteciliğimi meslek ilkeleri ve ahlakından hiç ödün vermeden sürdürüyorum.
Daha ne isteyeyim!