Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav)´in ailesi ehl-i beyt olarak isimlendirilmektedir. ?Ehl-i Beyt´, ev halkı demektir. Bu tabir Peygamberimizin eşlerini, çocuklarını, torunlarını ve damatlarını kapsamaktadır.
Resülüllah efendimiz bir beşer olarak bir anne-babadan dünyaya gelmiş kendisi de insani bir durum gereği evlenmiş, çocukları/torunları olmuş ve kızları evlenmiş damadı olmuş bir şahsiyetti.
Öncelikle Peygamberimizin pak ailesinden söz etmek lazım. Peygamberimiz doğmadan evvel babası 5-6 yaşlarında iken annesi, 8 yaşlarında iken de dedesi ahirete irtihal etmiştir. Peygamberimiz o günün gerekliliği ve geçerli hukuku gereği birden fazla evlenmiş ve geniş bir aileye sahip olmuştur.
Başta Hatice annemiz olmak üzere mübarek eşlerinin hepsi bizim annelerimiz olan hanımefendiler en zor anlarında Peygamberimizin yanında olmuşlar. Kanaatkarlık ve iffetleriyle, cömertlik ve sabırlarıyla numune bir aile örneği sergilemişlerdir.
Peygamberimiz de en yakın hayat yoldaşları üzerinden güzel ahlakın en üstününü ortaya koymuş ve nasıl bir eş, baba ve dede olunacağını bütün ümmetine göstermiştir.
Peygamberimiz şefkat peygamberi sıfatıyla ailesine karşı da gayet müşfik, sevecen ve affedici olmuş; hataları olsa bile hoş görmüş cezalandırmak için aşırılığa ve şiddete asla müracaat etmemiştir.
Sevgili okurlar, Peygamberimiz veda haccı sırasında bıraktığı iki emanet olan Kur´an ve sünnete bir de ehl-i beyti eklemiştir.
Ehl-i beyte peygamberimizin parçası, ciğer pareleridir. Peygamberimizin en yakınındaki insanlar olarak hem dinin yaşanmasına yakinen şahit olmuşlar hem de Allah´ın sevgili elçisinin sevgisine nail olmuşlardır.
Peygamberimiz de onların terbiyesi ve muhafazası için gününün önemli bir bölümünü ailesine ayırmıştır. Çocuklarına ve torunlarına sevgisini safiyetle belli etmiştir. Torunları için ?cennet gençlerinin efendisi´ ?dünyadaki çiçeklerim´ demiş ve onları ümmetine emanet etmiştir.
Ne hazindir ki Peygamberimizin ve ashabının vefatlarından takriben 30 yıl sonra başlayan yöneticilik ve kavmiyetçilik derin tefrikayı doğurmuş, İslam ümmetinin içinde çatışmalara varan görüş ayrılıkları husule gelmiştir.
M.680, Hicri 60 yılında dünya tarihinin en acı hadiselerinden biri meydana gelmiş ve Hz.Peygamber´in sevgili torunu, Hz.Ali´nin oğlu ve yakınları şehit edilmiştir.
Bu olay öncesi ve sonrasıyla tüm Müslümanları hüzne gark eden müessif bir yürek sızısıdır. Tarihi olayları kendi seyri içinde anlamaya çalışmak ve tekerrür etmemesi işçin ibretler almak bize düşen birincil görevdir. Ehl-i beyt´i sevmek Allah Resülü Hz. Muhammed´i sevmenin gereğidir. Her mümin ehl-i beyt´e yapılan haksız ve hadsiz davranışları kabul etmemekte ve karşı çıkmaktadır.
Muharrem ayı aşure orucu ve birlikteliği sembolize eden aşure tatlısıyla ve tutulan oruçlarla ve daha çok da hüzünle yad edilen muhterem bir aydır. Hicri takvimin ilk ayıdır, Muharrem.
Bu vesileyle 1443.hicri yılımız hayırlara vesile olsun. Yüce Allah şehitlerin efendisi Hz. Hüseyin´in hüznünü taşıyabilen ve O´nun yoluna, yaşantısına sadık olan Müslümanlardan eylesin bizleri.
Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi
