Kur´an-ı Kerim´e bakıldığı zaman ikili anlatım söz konusudur. Hak-batıl, doğru-yanlış, inanalar-inanmayanlar, cennet ehlinin özellikleri, cehennem ehlinin özellikleri ve nihayet cennet-cehennem?
Mümin tereddütsüz bir şekilde Allah´a ve akıbetinin cennet olacağına inanır. Bunun yanında Mümin devamlı bir beynel havf ve reca(ümit ve korku arasında) bir duygudadır/kabuldedir.
Sevgili okurlar, Yüce Allah´ın Kur´an´daki rahmet ayetlerine ve müjdelerine bakınca sanki hiç azaba çarptırılmayacakmış hissine kapılırsınız. Cehennem ve azap ayetlerini okuyunca da acaba rahmete nail olamayacak mıyım dersiniz.
Amellerimizi ve kusurlarımızı düşününce belki öbür âlemimizi hepten bir ziyan içinde görebiliriz. Nitekim öyleyiz de. Peygamberimize ve onun ashabının hayatlarını okuyunca yaşadığımız Müslümanlığın ne kadar da eksik ve sakil kaldığını müşahede ederiz. Onların teslimiyeti, ibadet iştiyakı, hak yoldaki sebatlarının yanında elimizde imanımızdan başka güveneceğimiz bir şey yokmuş gibi. İçimizi korku ve endişe kaplıyor.
Ancak Yüce Rabbimizin besmeledeki ?Rahman ve Rahim´ sıfatları, ?kendime rahmet etmeyi ilke edindim´, ?rahmetim her şeyi kuşatmıştır´ ve ?rahmetim gazabıma galip gelmiştir´ buyurması bizi umuda sürüklüyor. Kur´an-ı Kerim´deki cennet müjdeleri, şirk koşmayanların nihayetinde affedileceğini ifade eden ayetler ümidimizi kamçılıyor. Ki, Allah´ın rahmetine mazhar olacağına kâni olmak da lazımdır, hadis-i kudsiler bize bunu söyler.
Bir de Allah´ın rahmetinden, yardımından ancak kâfirler ümidini keserler hatta kesmelidirler. Müslümanlar ise kusur işleseler bile O´na sığınıp dayanırlar, günahkâr olsalar da tövbe yolarına ararlar, hakkın rızasına erişmek için gayret sarf ederler. Tavırları bu olursa üzerlerine rahmetin sağanak sağanak yağacağını bilirler. İşte ümit ve korku dengesini kurarak kulluk da budur.
GÜNÜN AYET-İ KERİMESİ
?Şüphesiz ki Allah´a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. Geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.? Zariyat,15-18
GÜNÜN HADİS-İ ŞERİFİ
Resûlullah´a : - İnsanları cennete en fazla götürecek şey nedir? diye soruldu.
O da: - ?Allah´a saygı (takvâ) ve güzel ahlâktır? buyurdu. - İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey nedir? diye sorulunca da Peygamberimiz: - ?Ağız ve cinsel organdır? buyurdu.
GÜNÜN SORU-CEVABI
Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?
Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden sene geçmiş olması konusunda da kamerî ay hesabı uygulanır. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir kamerî ayı veya Ramazan´ı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri gerekir. Çünkü zekât bir kulluk borcudur, borç da bir an önce ödenmelidir.
