YASAK-BASKI-ŞİDDET-KORKU-YALAN

Yasakla başlayan bir zincirin son halkasındadır yalan.
Korku yalanı doğurur.
Yalan bir kaçıştır. Cezadan kaçış. İncitilmekten kaçış. Şiddete maruz kalmaktan kaçış.
Yalanın bir başka nedeni de sevdiklerini üzmekten kaçınmaktır.
Çocuğunuzun önüne altından kalkamayacağı hedefler koymuşsanız, hedefe ulaşma yolunda uğradığı başarısızlıkları gizlemek için size yalan söyleyecektir. Çünkü sizi çok sevmektedir. Üzülmenizi istemektedir.
Çocuğa yalanı; anneler, babalar, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, öğretmenler öğretir.
Yalan öğretilir, öğrenilir.
Eve geç gelen baba, mesaiye kaldığını, trafikte sıkıştığını söyleyecek. Çocuk buna inanmayacak ama inanmış gibi görünecek.
Evde temizlik yapan anne çalan telefona bakmasını ?beni soran olursa, evde yok dersin? diye söyletecek.
Böylece ilk yalan derslerini almaya başlayacaktır.
Bazen de yalan eğitiminin ilk dönemlerinde ?yanlışlıkla söylenen doğrular? ana babayı sıkıntıya düşürecektir.
Ana-baba durumu kurtarmak için ezile büzüle : ? Eh işte çocuktan al haberi demişler? deyimine kaynaklık edercesine acemice davranacaklardır.
Yalan yaşamımıza öylesine girmiştir ki ?doğruyu sadece çocuklarla delilerin söyleyeceği? yaygındır toplumumuzda.
Yalan söylemedeki beceriklilik zeka ölçüsü bile sayılacaktır.
Giderek yalanın renklerini öğrenecekler. Bir durumu düzeltmek, çevreyi incitmemek, ne bileyim karı ile kocasının arasını bulmak için beyaz yalanlar söylemek gerektiğinin farkına varacaktır.
Gelecekteki yaşamlarında yalanların söylenir olduğunu, söylenmesinin normal olduğunu öğrenecekler ve tepki vermeyeceklerdir.
Daha da ileri gidilecek politika yapmakla yalan söylemek eş değer tutulacaktır. Böylece demokrasinin de içine edilecektir.
Yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren kişiler, yağlı fıçıya düşmüş gibidirler. Bir türlü kurtulamazlar.
Unutmayalım ki ? bir yalan, bin yalanı doğurur ?.