YENİLİKLER ALIŞKANLIKLARIMIZIN DIŞINA ÇIKMAMIZA BAĞLIDIR

Alışkanlıklarımız hayatımızı belirler. Belli saatlerde çalışmak, dinlenmek, yeme ve içme tercihlerimiz, gittiğimiz mekanlar, alışveriş yaptığımız mağaza ve dükkanlar, iletişim içinde olduğumuz kişiler bizim yaşam haritamızdır. Yeni yerler görmek, yeni şeyler tatmak, yeni arkadaşlar edinmek, yenilikler yapmak her zaman ve daima elimizdeki bu haritanın dışına çıkabilmemize bağlıdır. Alışkanlıklarımızın dışına çıkabilmek elbette bazı riskleri de beraberinde getirecektir. Yenilik yapabilmek de zaten risk almamıza bağlıdır. Hindistan´a varacağım diye uçsuz bucaksız okyanusa açılmak bir riskti. Ama bu riski göze almak insanoğluna Amerika kıtasını keşfettirdi. Kutupların 0 noktasına ulaşmak bir riskti. Everest´in zirvesine tırmanmak bir riskti. Dünyayı bir uçtan bir uca dolaşmak bir riskti. Ancak bu riskler insanoğluna coğrafi keşiflerin önünü açtı. Bilim adamlarının kimi zaman hayatlarını ortaya koyarak yaptıkları araştırmalar bir riskti. Bu riskler beraberinde yüzlerce buluşu insanoğlunun hizmetine sundu. Bundan sonra da gerek kendi hayatımızda, gerekse toplum hayatımızda yapacağımız yenilikler de eski alışkanlıklarımızın dışına çıkmamıza ve risk almamıza bağlı olacaktır. Eski alışkanlıklarımızın dışına çıkmak tümüyle onları reddetmek anlamına gelmez. Sadece mevcut olanlara yenilerini eklemiş oluruz. İşe yaramayanı ise eski olsun, yeni olsun elimizde tutmamıza gerek yoktur. Tabi ki her eski kötü, her yeni de iyi değildir. Ama sadece eski ile yetinenler, alışkanlıklarının dışına çıkamayanlar, kendilerini yenilemeyenler hiç kimseye ışık ve ümit olamazlar. Söyleyecek yeni bir sözü olmayan, farklı ve yeni bir düşüncesi olmayan geriye gidiyor demektir. Bu durum hem birey, hem de toplum için geçerlidir. Zamanı geriye döndüremeyiz. Çünkü buna gücümüz yetmez. Tamamen eskiye bağlı kalmak ve her yeniye karşı çıkmak nasıl taassup ise, eskiyi tümüyle yok saymak ve her yeni olanı taparcasına benimsemek de o derece bir taassuptur. Ama eskinin iyi olanlarını yeninin özellikleriyle harmanlayıp sentezleyebiliriz. Bu da bize hem kişilik hem de toplum olarak ?özgünlük? kazandırır. Başka toplumları taklit etmekten bizi kurtarır. Kısacası bizi biz yapar. Sevinerek ifade etmeliyim ki birey ve toplum olarak eskiye saygımız yeniliklere de olumlu bir bakış açımız var. Bu durum bizi orta ve uzun vadede çok güzel bir noktaya taşıyacaktır. Bundan eminim. Tek yapmamız gereken her yeni günü yeni bir fikir, yeni bir bakış açısı ve yeni bir bilgi ile tamamlayabilmektir. Böyle yaptığımız takdirde birey ve toplum olarak bugün bulunduğumuz noktadan çok daha ileri seviyelere geleceğimize olan inancım tamdır. Her yeni gün alışkanlıklarımızın dışına çıkacağımız, yeni fikirlerin, yeni yaklaşımların, yeni projelerin peşine düşeceğimiz o güzel ve mutlu hedeflere beraberce el ele.