Yerel medyanın onurlu direnişi

RSF, yani Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü`nün her yıl hazırladığı basın özgürlüğü sıralamasında bu yıl, 179 ülke arasında 148. sırada yer aldık. Geçen yıla göre 10 basamak geriledik. Tabii ki, sürpriz değil! 100`e yakın gazetecinin cezaevinde bulunduğu, yüzlerce dava dosyasının, gazetecilerin üzerinde "Damokles`in Kılıcı" gibi sallandığı bir ülkede, basın özgürlüğünden söz etme olanağı var mı? 
Bir gazeteci için en acınacak durum, okurlarına, tüm yazdıklarının, onların yarınını ilgilendirdiğini anlatmaya çalıştığı andır. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve özgürlüğünün vazgeçilmezliğini dile getiren gazeteci, sizce kendi yarınlarının mı peşindedir, yalnızca? Yoksa, sizin de içinde bulunduğunuz yaşamın, bir gün sonrasının mı?
Gerçek demokrasilerde dokunulmaması gereken önemli kavramların başlarında gelen "dördüncü güç", bugün teslim alınmışsa, artık sözün bittiği yerdeyiz demektir. Bugün, nasıl bir demokratik yapının, "ileri demokrasi" diye sunulmak istendiğini bile anlamayarak çevresine bakan kalabalığın görmesi gereken şey, her şeye karşın yazısını yazan gerçek gazetecinin aklı ve cesaretidir. Bugün, ülkemizde, meslek ilke ve ahlâkına uygun bir avuç gazete ve gazeteci kalmış, siyasi gücün etkisi altına giren medya kirlenmiş ise toplum da, kendini bundan soyutlayamaz.
Gazetenin asli görevi, haber vermektir. Gazeteci ise eleştirmekle yükümlüdür. Ama iktidara gelen tüm siyasilerin ortak bir özelliği bulunmaktadır: Eleştiriden nefret edip, hep alkışlayan gazeteci istemeleri.
Günümüzde yaygın medyanın çoğunluğunun, ticari kaygılarını her konunun üzerinde tutarak, siyasi iktidarla ters düşmemeye özen gösterdiği, bu nedenle hiçbir konuda eleştiri hakkını kullanmayarak, teslim bayrağını çektiği gerçeği ortadadır. Buna paralel şekilde de medya, her geçen gün güvenilirliğini yitirmekte olup, güvenilirlik sıralamasında sürekli gerilemektedir.
Bu ortamda, yerel medyanın, gazetecilik ilke ve ahlâkına, yaygın medyadan çok daha fazla sahip çıktığını görüyoruz. Yerel medya, başta ekonomik olmak üzere çok zor ortam ve koşullarda yaşam mücadelesi vermesine, önemli gelir kaynağını resmî ilânlardan sağlamasına karşın onuruyla görevini yerine getirme çabası içindedir.
Tarih, elbette ki, yaygın medyanın, mesleğine ihanet edercesine teslim oluşunu da, yerel medyanın cesaret ve onuruyla mesleğe sahip çıkmaya çalışmasını da yazacaktır.