Bir önceki yazımızda kimlere seferî denir detaylı bir şekilde izah etmiştik ve bu yazımızda da seferîlerin ibadetlerde nasıl davranacağını yazacağımızı duyurmuştuk.
Kıymetli okurlar, İslâm dini kolaylık dinidir. Yüce Allah kullarına güçlerini aşan yükümlülükler yüklememiştir. Dinin sabiteleri ve herkes için geçerli olan değişmez hükümleri olduğu gibi kişinin durumuna göre emir ve yasaklarda kolaylaştırmalar ve zamana zemine göre hükümler vardır. Bu hükümler bazen azimet(asıl uygulama) bazen de ruhsat(geçici izin) mesabesinde olabilir.
Elbette kolaylaştırmaların ve ruhsatların da yine dinin kaynaklarında yeri olmalıdır. Kişilerin şahsî/indî yorumlarına bağlı olamaz.
Yolculuk hangi çağda ve araçlarla yapılırsa yapılsın meşakkatlidir. Evi ve yaşadığı mahal dışında insan birçok zorlukla karşılaşabilir. Yolculukla ilgili hükümler ve kimlerin seferi sayılarak ibadetlerin edasında gerçekleşecek farklılıklar kıyamete kadar geçerli hükümlerdir.
Sevgili okurlar, Yolcu olan kimse, dört rekâtlı farz namazları iki rekât kılar. Bunları dört rekât kılması mekruhtur. Sabah namazının iki rekât farzı ile akşam´ın üç rekât farzı ve üç rekâtlı vitir namazının tam olarak kılınması gerekir. Yolculukta vakit müsait ise sünnetler kısaltma yapılmadan kılınır.
Misafir olan kimse, misafir olmayan bir imama uyarsa, namazı onunla beraber dört rekât kılar. Misafir olan kişi, misafir olmayanlara imamlık ederse, imam, ikinci rekâtın sonunda selam verir, misafir olmayan cemaat, kıraatsiz olarak, yani ayakta bir şey okumadan kendi başlarına dört rekâtı tamamlar. Böyle bir durumda misafir olan imamın, namazdan önce cemaate ?ben misafirim, siz namazınızı tamamlayın? demesi müstehabdır.
Bir kimse, misafir olduğu müddet içinde kılmadığı namazları yolculuk tamamlanıp evine döndükten sonra iki rekât olarak kaza eder.
Burada bir parantez açarak çağların değişmesiyle artık namazların kısaltılmasına hacet yoktur denilemez. Seferîlik durumunda namazları kısaltıp kısaltmama konusunda tercih yapılamaz. Asıl ve esas olan dört rekatli farz namazları ikli rekat kılmaktır. Vaktim geniş ve müsaitim denilere bu hükümdeki ?azimet´ değiştirilemez.
Kıymetli okurlar, seferîlik durumunda sadece namaz ibadetinde değişiklik meydana gelmez; oruç, mesh müddeti ve kurban konularında da yükümlülüklerde ruhsatlar söz konusudur.
Misafir, Ramazan´da dilerse orucunu tutar, dilerse sonraya bırakıp memleketine dönünce tutar. Ancak oruç tutmasında bir zorluk yoksa misafirin Ramazan ayında orucunu tutması daha hayırlıdır.
Mukim kimse ayağındaki mestlere 24 saat mesh edebilirken misafir, ayağındaki mestlere 72 saat mesh edebilir, cuma ve bayram namazlarını kılması gerekmez. Fakat kılarsa namazı olur. Cuma namazını kılmadığı zaman öğle namazını kılması gerekir. Misafire kurban kesmek de vacip olmaz. Keserse sahihtir ve sevaba nail olur.
Din-i mübini İslâm´ı bize yaşanılabilir, uygulanabilir kılan şefkat ve merhamet sahibi Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun. Selâm ve dua ile.
Bugün, 23 Nisan 2024 Salı
