Kıymetli okurlar, Ramazan ayı denilince en başta gelen ibadetlerden birisi de zekât ve fitredir.
İslam´ın beş temel ibadetinden birisi olan zekât esasen şartları oluştuğunda yılın her ayında ifa edilebilen bir mali ibadettir. Ramazan ayında hayırlara daha çok ecir verildiği inancıyla ve zekât verdikleri zamanı unutmamak için genelde Müslüman kardeşlerimiz zekâtlarını bu ayda vermeye gayret ederler. Zekâtın şartlarını ve geniş zekât konusunu başka yazılara bırakarak bugün üzerinde durmak istediğim husus şudur;
Malumunuz olduğu üzere dünya ve ülkemiz salgın hastalık dolayısıyla maddi-manevi olağanüstü günlerden geçmektedir. Bu olağanüstü dönemde elbette hastalıkla mücadele edenler büyük bir özverinin içindedirler. Vefat edenlerin ve hastaların yakınları bu imtihanı daha yakından hissediyorlar.
Öte yandan ülke nüfusunun büyük bir yekûnü iki-üç aydan beri ekonomik olarak darboğaza girmiştir. Ne yazık ki birçok kardeşimiz dükkânını açamaz olmuş, çalışanlardan işini kaybedenler olmuştur. Uzun zamandan beri maaşını alamayan kardeşlerimizin varlığını biliyoruz.
Haberleri izleyip de kulağımızın üzerine yatamayız. Aç-bîilaç kardeşlerimizin yaralarını sarmalıyız.
Değerli okurlar,
İslam ahlakına göre zaten imkân sahibi isek birinci derece akrabalarımızın nafakasından mesul olduğumuz aile efradını koruyup kollamak dini bir vazifemizdir.
Yükümlü olanlar zekât ve fitre verirken bakmakla mükellef olduklarından sonra akrabalarından ve komşularından başlayarak vermelidirler. Kur´an-ı Kerim ? yakın akraba-uzak akraba´ diyerek ifade eder bu sırayı.
Sonra komşularımız bizim üzerimizde en çok hak sahibi olan kimselerdir. Kapısı en yakın olandan başlayarak muhtaç komşularımıza, oradan yaşadığımız mahalle ve ilçedeki muhtaçlar kollanmalıdır. Silsile böyle devam etmelidir. Biz öncelikle en yakınımızdan mesulüz. Akraba, komşu ve tanıdıklardan muhtaç kalmadığında veya onların ihtiyaçları karşılandıktan sonra imkânımız nispetinde daha uzaklara yardımlarımızı göndermeliyiz.
Ve bir de bu yardımları ve meblağları tüzel kişiler eliyle ulaştırma imkânımız var ise de fakirin eline aracısız ve çabucak ulaştırma yolunu tercih etmeliyiz. Kayıt-kuyut vb. prosedürlerle muhtaç kardeşlerimizi daha fazla mağdur etmemeliyiz. Selam ve dua ile?
GÜNÜN AYET-İ KERİMESİ
?Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.? Tevbe,71
GÜNÜN HADİS-İ ŞERİFİ
?Haya ancak hayır kazandırır.?
GÜNÜN SORU-CEVABI
Fakir kardeşe zekât verilebilir mi?
Fakir olan kardeşe zekât verilebilir. Kardeş çocuğu, amca, dayı, hala ve bunların çocukları da böyledir. Hatta zekât verirken yoksul akrabalara öncelik verilmesi daha sevaptır. Çünkü bunda hem zekât borcunu ödeme, hem de sıla-i rahim vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.), ?Sadakasını hısımına veren için iki ecir vardır: Hısımlık ecri ve sadaka ecri.? buyurarak bunu teşvik etmiştir