26, 27 ve 28. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi( CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin tarım ve hayvancılık sektörlerine ilgisi, değerlendirmeleri ve önerileriyle dikkati çekiyor.
SADULLAH USUMİ BAŞLATMIŞTI
15 ve 16. Dönem CHP Balıkesir Milletvekilliği görevi sırasında olduğu gibi daha sonra da yıllarca çeşitli gazetelerde tarım ve çiftçilerin sorunlarını dile getirerek, Türkiye'nin ilk tarım yazarı ve "çiftçi dostu" diye adlandırılan Sadullah Usumi(1927-2024), günümüzde ülkemizin en önemli tarım yazarlarından Ali Ekber Yıldırım'ın da hocası olmuştu.
ÖMER FETHİ GÜRER, LİSEYİ BANDIRMA'DA OKUDU
Halen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, CHP Niğde Milletvekili olarak görev yapan ve tarıma yakın ilgisiyle dikkati çeken Ömer Fethi Gürer, lise öğrenimini Bandırma Endüstri Meslek Lisesi'nde tamamladı.
Gürer ile Bandırma'daki öğrencilik yılları, o dönemin Bandırma'sı, ülkemizin günümüzdeki tarım ve hayvancılık sektörlerinin durumunu konuştuk.
BANDIRMA'DA ÖĞRENCİ YURDUNDA KALDIM
Bandırma Endüstri Meslek Lisesi'nde(EML), 1971-1974 yılları arasında okuduğunu belirten Gürer, "Babam, o yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nda(TCDD) memurdu. O dönemde Bandırma EML'ye sınavla giriliyordu. TCDD, öğretmen Kemal Işık'a ait binayı yurt olarak kiralamıştı. TCDD kurumu bünyesinde, farklı illerden gelen öğrenciler olarak bu öğrenci yurdunda kalıyorduk. Bugün, konut durumuna gelen yurdun çevresinde az sayıda yapı vardı. Kaldığımız bu yurt, cezaevinin karşısında, katlı bir binaydı."
OKUL MÜDÜRÜ METİN TAŞKIN
Bandırma Endüstri Meslek Lisesi'nde okuduğu yıllarda, okul müdürlüğünü yapan Metin Taşkın'ın çok başarılı bir eğitimci ve yönetici olduğunu vurgulayan Ömer Fethi Gürer, "Metin Taşkın müdürümüz, daha sonra Ankara'da, Teknik Öğretmen Okulu Müdürü oldu. Okulumuzdaki diğer öğretmenlerden aklıma ilk gelenler, Beden Eğitimi Öğretmenimiz Fevzi Toker, Cihangir Dündar, İsmail Ay, Muvaffak Uyar, Hüseyin Bayram, Burhan Erol, Vural Yalçın, Sedat Ağaoğlu ve Sevim Hanım'dır" dedi.
ÇOK CİDDİ EĞİTİM VARDI
1970'li yıllarda, Bandırma Endüstri Meslek Lisesi'nin sınavla girilen ve her derste ciddi eğitim-öğretim verilen bir okul olduğunun altını çizen Gürer, şunları aktardı:
"Okulumuz ile Şehit Mehmet Günenç Lisesi arasında, başta spor olmak üzere, her alanda rekabet vardı. Bu lise başta olmak üzere liseleri yenmek, geçmek isterdik. Okulumuzda kız öğrenci yoktu. Kız Meslek Lisesi ile okullar arası yarışma ve karşılaşmalarda dayanışma içinde olurduk. Okulumuzda, teneffüs aralarında, binanın ortasındaki bahçeye çıkardık. Okulumuzda bir dönem yayın kurulunda görev yaptım. Bu görevim sırasında bir şarkının yayınını başlatır ama yayın sırasında sık sık temizlik başta olmak üzere çeşitli anonslar yapardım. Bu anonslar sırasında müziğin durmasına arkadaşlardan tepki gelirdi. Atölye dersimiz sınavı, ışık sızdırmaz bir yerde, çok zor geçerdi. Torna-tesviye bölümünde sınav için ödev yapmak çok zordu. Bu ödevi birkaç kişi dışarıda yaptırsa da Burhan hoca hemen işi çözerdi. O yaşlarda arkadaş gruplaşmaları vardı. Okulda yaşça büyük olanların baskısı görülürdü. Yurt öğrencileri arasında görülen dayanışma önemliydi. Yurda, çevre kasabalardan sınırlı sayıda öğrenci de alınıyordu. Yurtta, sabah kahvaltısında verilen 5 zeytinin yarısı kurtlu çıkardı. Şimdilerde zeytinde bu sorun bitti."
BANDIRMA O YILLARDA DAHA GÜZELDİ
Bandırma'nın, o yıllarda çok daha güzel olduğunun altını çiziyor, Gürer.
O dönemin Bandırma'sını şöyle anlatıyor:
"Yurt binamızın olduğu yerin ilerisinde plaj, üzüm, meyve ve bağ bahçeleri vardı. Bandırma'ya son gelişimde, o güzelim plaj ve incir, üzüm bahçelerini göremedim. O yıllarda Bandırma'da, silahlı kuvvetler, kara, deniz ve hava birlikleri vardı. Hafta sonlarında subay eşlerinin şık kıyafetleri görülürdü. Bandırma, İstanbul gibi giyim-kuşam açısından modern bir şehirdi. O yıllarda mendirek inşaatı yeni başlıyordu ve deniz, çay bahçelerinin olduğu yere kadar geliyordu. Denizin doldurulması ile alanını genişletti ama bugün, o eski havası yok. O günlerde, Bandırma'da iki kışlık sinema ve bilardo salonlarının yanında Bandırmaspor da çok sevilen bir takımdı. Enis, Sarı Turgut(Turgut Erkurt), Bigalı Ekrem, aklıma ilk gelen oyuncular. Orhan hoca da teknik direktördü. Cinçukuru'ndaki stada, arka duvardan atlayıp, girdiğimiz de olurdu. Olaylı Bandırmaspor-Sakaryaspor maçında 3 kişi öldürülüp, maç tatil edildiğinde, o gün olayların tanığıydık. Bizim Endüstri Meslek Lisesi okul takımında Enis kaptan, Süleyman İşçi sınıf arkadaşım, iyi futbolcuydu. Yazın inşaatlarda çalışır, sonra lokma ve köfte yemek için çarşıya inerdik. Zaman zaman okul ile şehir gençleri arasında itiş-kakış yaşansa da ara bulunurdu. Semt pazarları ilgi görürdü. O dönem yapılan Kapalı Çarşı ve hal binası, ticari anlamda hareketliydi. Yerel gazeteler vardı. Gar binası karşısındaki gazine faaldi. Bandırma-Balıkesir rekabetinde Bandırma'nın sosyal dokusu ağır basardı."
TARIMDA BİLEREK MAKAS DEĞİŞTİRİLDİ
Türkiye'de, tarımda bilerek makas değişikliğine gidildiğine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu değerlendirmede bulundu:
"24 Ocak Kararları sonrasında ülkeyi yönetenler, 'Türkiye, turizm ve sanayide gelişsin. Tarımda pahalı üretim yapılıyor. Ülkemiz, tarımını ithal etsin' dayatmasına ne yazık ki boyun eğdiler. Hayvancılıkta kendi kendine yeten ülkemiz, 2010 yılı sonrasında ithal hayvan ve et getirmeye başladı. Bu uygulama, yerli hayvancılığımıza ağır bir darbe oldu. 2010 yılından beri 10 milyon büyükbaş hayvanın ithal edilmesi nedeniyle 12 milyar dolar dövizimiz yurt dışına gitti. Hayvancılıkta artan girdi maliyeti, küçük aile tipi işletmelerinin, hayvanlarını kesime göndermesine yol açtı. Ahır giderleri arttı. 50 kilogram süt yemi 750 lira, arpa, mısır, küspe, saman fiyatları durmuyor. Mera hayvancılığı çok sınırlı duruma geriledi. 12 ay, hayvana kapalı alanda yem ile bakım yapılıyor. Yem ithal, aşı ithal, fiyatlar durmuyor. Hayvancılığın sorunları, ahır giderleri ve yem konusunda düzenleme sağlanmadan çözülmez. Hayvan hastalıkları da sektörde önemli sorunlar arasında yer alıyor. Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan var. Yerli ırk, iki milyon başın altında. Kültür ve kültür melezi ırklardan hayvanlar, ithal ve özel bakım istiyor. Yerli ve mera hayvancılığını geliştirmemiz gerekiyor."
ÜRETİCİNİN AYAKTA KALMASI ZOR
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sıkı para politikası izlemesi nedeniyle Toprak Mahsulleri Ofisi'nin(TMO), alım fiyatlarını düşük açıkladığını belirten Gürer, şunları aktardı:
"Piyasada fiyatları tüccar belirliyor. Buna paralel şekilde artan girdi maliyetleri ile üreticinin ayakta kalması çok zor. Boşalan ahırların sayıları artıyor. Çözüm var. Doğru ve zamanında destek ve yerli ırkları geliştirmek, soruna kamucu bir anlayışla yeniden bakmak, Et ve Süt Kurumu'nu bu bağlamda güçlendirmek, Ziraat Bankası'nı 'Çiftçi Bankası' yapmak, gençlere ve kadınlara BAĞKUR primini devletin sağlaması, kooperatifçiliği yeni baştan düzenlemek, yerli ırkı, veteriner ve ziraat mühendisi ile geliştirmek, marka değeri olan üretimlere yönelmek gerekir. Örneğin bizde, Fransa'nın iki katı kadar büyükbaş hayvan varlığı bulunuyor."
BORSALARIN KATKISI ÖNEMLİ
Borsaların varlığının ticarete olumlu katkılar sağladığına işaret eden Gürer, "Bandırma ve Güney Marmara Bölgesi'nde tarım ve hayvancılığın gelişmesi, kente katkıyı artırır. 1970'lerde Bandırma'nın çanak yoğurdu çok ünlüydü. Peynir üretimi de önemliydi. Eğer marka ürünler yaratma başarılırsa, Bandırma'ya büyük katkılar sağlanır" dedi.
ÖNDER BALIKÇI