Malatya Akçadağ İlköğretmen Okulunda okurken birçok Alevi arkadaşım oldu, zaman geldi evlerinde misafir oldum, aynı sofrayı paylaştık
Anaları anam, kız kardeşleri de bacılarım oldular, Alevi dedelerinin sohbetlerinde bulundum
Okulda, yatakhanede, onlarla aynı havayı soludum, aynı sofrada aynı yemeğe ortak oldum, üzüntüleri üzüntüm, sevinçleri sevincim oldu
Muharrem Ayında' neler yaşadıklarına, neler yaptıklarına tanık oldum, kısaca üç yıl onlarla aynı kaderi paylaştım
Normal hayatımda da çok Alevi arkadaşlarım, ağabeylerim, ablalarım, bacılarım oldu, hiç yanlışlarını görmedim
* * *
Türkiye'nin Emir-ül Mümin'i Tayyip Erdoğan, geçmiş bir zamanda AKP'nin Ankara İl Başkanlığı iftarında, Hz Ali'yi sevmek Alevilik ise, ben dört dörtlük Aleviyim demiş, lafta Alevim demiş ama, 13 yıllık iktidarında hep Alevilerin haklarını gasp etmiş
Türkiye'nin Emir-ül Mümin'i Tayyip Erdoğan'ın Aleviliğini bir kenara bırakıp gerçek Alevilerin kim olduğunu anlatalım isterseniz
* * *
Önce Aleviliğin Hz Ali sevgisi ile sınırlı olmadığını, kendine has muazzam bir düşünce ve inanç sistemi olduğunu söylemekle başlayalım.
Alevilerin kanlı kaderi Kerbela ile başlar
Emevi hükümdarı Yezit, kendisine biat etmeyen, Hz Muhammed'in torunu, Hz Ali'nin oğlu, Hz Hüseyin ve ailesini Kerbela'da günlerce susuz bırakıp, daha sonra da vahşice katleder
Türklerin İslamiyet'le tanışmalarında, Emeviler döneminde olur, bu tanışma da kanlıdır
Emevi'lerin zalim Şam Valisi Haccac ve onun daha da zalim Komutanı Kuteybe, Maveraünnehir'e yaptığı akınlarda akıl almaz ölçüde Türk katliamı yaparlar
Öyle ki, bir Türk kalesini düşüremeyen Kuteybe:
Ant olsun ki bu kaleyi düşürürsem Türklerin kanından değirmen çalıştırıp un yapacağım der, gerçekten de dediğini yapar
Minyatür bir değirmende Türklerin kanıyla bir ekmeklik buğday öğütür, ekmek yapar, yedikten sonra da andımı yerine getirdim diyerek şükür namazı kılar.
Sonuçta Türkler İslamiyet'i kabul ederler, ama gördükleri vahşet nedeniyle, Emeviler'in sunduğu İslam anlayışına değil de; Hz. Ali, Hz Hüseyin çizgisine yakın olurlar.
Bu nedenle Anadolu'ya gelen Türk, Türkmen boyları ağırlıklı olarak alevidir. Anadolu'da Aleviler Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde hep baskı ve zulüm yaşamıştır
1514 Çaldıran Savaşı sonrasında Yavuz'un büyük Alevi kıyımı', bundan sonra uzun yıllar ateşe atmalar, kuyulara doldurmalar, göç ettirilmeler
1937-38 Dersim katliamı, on binlerce kişinin ölümü, 1978 Kahramanmaraş, 150 ölü, 176 yaralı, 200 evin yakılması, 1980 Çorum, 57 ölü 300 7aralı, 200 den fazla evin yakılması, 1993 Sivas Madımak, 33 kişinin yakılması, 1995 Gazi Mahallesi 19 kişinin öldürülmesi
Ve ta başından beri süren asimilasyon', dönekleştirme' çabaları
Aleviler üzerindeki bunca baskı neden sizce?
Bu Aleviler çok mu tehlikeli?
Evet, çok tehlikeliler!
Nasıl mı?
Bir kere Yetmiş iki millete aynı gözle bakıyorlar, yani ırkçı değiller, inanç yobazı değiller, Benim kabem insandır diyorlar
Tüm insanları seviyorlar, insani değerleri savunuyorlar
Kerbela'dan bu yana, muktedirden, zulmedenden yana değil, zulme uğrayandan yana olmuşlar.
Bu gün de dönemin Yezidi olan Kapitalizme karşı ezilen sınıflardan yanadırlar
Şeriatın dar kalıbına sığmamışlar, kendi inançlarında bile, Yol bir, sürek bin bir diyecek kadar hoşgörülüler
Allahtan korkmak yerine Allah'ı sevmeyi savunurlar. Cehennem korkusu nedeniyle değil de Allah'ı ve insanı sevdikleri için iyi insan', takva ehli' olmak gerektiğine inanırlar, kadını aşağılamaz aksine baş tacı yaparlar
Uğradıkları bunca zulme karşı hiç intikamcı olmamışlardır
Zihninizi zorlayın
!