BEDİRHAN AYDIN

Tarih: 02.11.2013 00:00

AŞÛRE GÜNÜ

Facebook Twitter Linked-in

Kamerî ayların ilki olan Muharrem`in onuncu günü. Âşûre günü adını alan bu günde oruç tutulurdu. Âşûre orucu denen bu oruç, İslâm`dan önce Araplar`ca bilinirdi. Âşûre kelimesinin İbrânice aşûr`dan geldiği ve o günde Araplar`ın oruç tuttuğu dikkate alınırsa, kelimenin bütün Sâmî diller arasında ortak bir kelime olduğu anlaşılır. (Buhârî, es-Savm, 1; Umdetü`l-Kârî fi Şerhi Sahîhi`l-Buhârî, V, 351) Bu kelime Yahudîler`de büyük keffâret günü için kullanılmıştır. (Tevrat, Levililer, 16, 29 vd.) Hz. Peygamber Medîne`ye geldiği zaman Yahudiler`in Âşûre günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun ne orucu olduğunu sordu. Cevap olarak şöyle dediler:
"Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğulları`nı Firavun`un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa (a.s.) Allah`a şükür için bugünde oruç tutmuştur. Biz de tutarız dediler. Hz. Peygamber; "Biz Musa`nın sünnetine sizden daha yakınız, dedi ve o gün oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emir buyurdu. " (Buhârî, es-Savm, 69; Tecrîd-i Sarih, VI, 308, 309)
Bir kimse Âşûre günü oruç tutsa, Allahü teâlâ ona bir şehîd sevâbı verir. Âşûre günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevâbını yazar. Âşûre günü, bir mü`mine iftâr verene, ümmet-i Muhammed`in hepsine iftâr ettirmiş gibi sevâb yazılır. Âşûre günü bir yetimin başını okşıyana, Allahü teâlâ o yetimin başındaki kıllar kadar Cennet`te derece verir. (Hadîs-i şerîf-Gunyet-üt-Tâlibîn) 
Muharrem ayı, İslâm dîninde kıymetli olduğu bildirilen dört aydan biridir. Aşûre gecesi bu ayın en kıymetli gecesidir. 
Hz. Âişe`den nakledilen şu hadiste, Allah Resulu`nun Mekke döneminde de aşûre orucu tuttuğu anlaşılır.
"Cahiliye devrinde Kureyş, Âşûre gününde oruç tutardı. Hicretten önce Hz. Peygamber de aşûre orucu tutardı. Medine`ye hicret ettikten sonra bu oruca devam etti. Ashabına da tutmalarını emretti. Ertesi yıl, Ramazan orucu farz kılınınca, aşûre günü orucunu bıraktı, isteyen bu orucu tuttu, dileyen de bıraktı" (Buhârî, es-Savm, 69; Tecrîd-i Sarîh, VI, 307, 308).
İslâm bilginleri aşûre orucunun vacip değil, sünnet olduğunda görüş birliği etmişlerdir. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra, bu oruç müstehap olmuştur. Ayrıca Yahudiler`e benzememek için Muharrem`in 9,10 ve 11`nci günlerinde oruç tutmak güzel görülmüştür.
Bugün bütün Müslümanlar da Muharrem`in 10`u oruç günü kabul edilirken, bazı tarihi sebeplerden dolayı da mukaddes sayılır. Özellikle Hz. Nûh`un gemisinin bugünde tufandan kurtulup Cudi dağının tepesine oturduğunu anlatan söylentiler önemlidir.
Âşûre adlı tatlının menşei de buna dayanır. Gemidekiler o günü kutlamak istemişler ve geminin ambarında arta kalan erzakı karıştırıp bir aş pişirmişler. İşte aşûre pişirme âdeti buradan kalmıştır. Yine Âdem (a.s.)`in tövbesinin bugünde kabul edildiği, Hz. İbrahim`in bugünde ateşten kurtulduğu, Hz. Yakub`un, oğlu Hz. Yusuf`a bugünde kavuştuğu kaynaklarda kaydedilen rivayetler arasındadır.
Şiîler Hz. Hüseyin`in Kerbelâ`da şehit edildiği gün olan on Muharrem`i matem günü sayarlar ve Muharrem`in biri ile onu arasında gülmez, et yemez, yeni elbise giymez, yeni bir işe başlamazlar. On Muharrem dövünme ve yas günüdür. Sonra yas bitti mi aşûre törenleri başlar.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —