Erhan Göçmen

Tarih: 21.03.2013 00:00

Bir IMF fotoğrafının hatırlattıkları

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz günlerde yaz hazırlıkları için apartmanın bodrumuna indiğimde kırk dökük eşyalar arasında gözüme çarpan çok eski tarihler de yayımlanan bir gazete parçası oldu. Biraz yakından bakınca fotoğrafın 90`lı yıllar da ülkemize gelen IMF heyetiyle ilgili bir haber fotoğrafı olduğunu anladım. Ellerinde siyah çantaları olan iki kişinin bir toplantıya girerken çekilen fotoğraflarının olduğu haberin hemen altında da kredi görüşmelerin devam ettiğini, hükümetin yaptırımlar paketi üzerinde çalıştığını büyük ihtimalle hafta sonuna kadar da olumlu bir neticenin IMF`in isteklerinin kabul edilmesi gibi alınabileceği yazılıydı.
Kendi kendime gülerken yanıma gelen eşime de ne günlerdi o günler, üç- beş milyar dolarlık krediler için sevinirken taklalar attığımız günleri bu gün çok çabuk unuttuğumuzu söyledim. Ve ardından da  özellikle ister ekonomik isterse sosyal-siyasi olsun, geçmişte yaşanan zorluklardan dersler çıkararak yaşamını güncellemeyi beceremeyen toplumların istikrarlı bir yaşamdan asla söz edemeyecekleri gibi endişeli bir yaşam veya geleceğin bir gün mutlaka kapılarını çalabileceğini ifade etmiştim.
Baktığımız zaman bu güne kadar ülke olarak IMF ile son 50 yıl içinde yaklaşık olarak 20`ye yakın anlaşmanın yapıldığını görüyoruz. Yıllardır keyfi yönetimler sonucu bütçe açıklarıyla mücadele ederken ihtiyacı olan finansman kaynağını IMF`le karşılamaya alışan bir dizi yönetimler yoluyla ülkemizin mevcut kaynaklarının nasıl heba edilmiş olduğunu sanırım son yıllarda yeni yeni fark etmeye çalıştığımızı düşünüyorum.
Gerçekten o tarihlerde bir milyar dolarlık yardım musluklarının açılmasını dört gözle bekleyen bizler bu gün o bir milyarları artık yardım olarak diğer ülkelere verebiliyoruz. Ve yine bu kadar büyük paraları Suriye`den sınırımıza gelen sayıları 200-300 binleri aşan Suriyeli mültecilere harcayabiliyoruz.
Bu olumlu gelişmeleri söylerken elbette toplumun bütün kesimlerinin bütçeden başta maaşları olmak üzere yeterli kaynakları alamadığını da iyi biliyoruz ama bu gün hangi açıdan bakarsak bakalım bir yılda modern bir hastaneyi, çağdaş bir kapalı spor salonu veya statlarımızı belirlenen zaman dilimi içinde geciktirmeden yapabiliyorsak eğer artık kaynaklarımızı dünden daha iyi kullandığımızın bir başka göstergesi olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak esas meselenin ben artık Türkiye`nin kötü yönetildiğini konuşmak, tartışmak yerine daha iyi nasıl yönetilmeli veya toplumumuzun çok daha geniş kesimlerini ilgilendiren örneğin az maaş alan emeklinin veya milyonlarca asgari ücretlinin daha çabuk refaha nasıl kavuşturulabilir gibi milyonları direk ilgilendiren konularının konuşulması gerektiğine inanıyorum.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —