SAYİM ALKAZAK
Tarih: 27.09.2012 00:00
DEVLET BABA
Ulusal basın dediğimiz, aslında ulusal değerlerini her geçen gün yitiren gazetelerdeki köşe yazılarından zaman zaman etkilendiğim olmuştur. Siz değerli okurlardan benim sevdiklerimi sevmeyenler, beğendiklerimi beğenmeyenler olabilir. Buna saygı da duyarım, tercih kişiye göre değişir.
4 + 4 + 4 eğitim sistemi üzerine çok yazılıp çizildi. Bunlardan birisi de Takvim Gazetesi yazarı Hakkı Yalçın`ın yukarıdaki başlık altında yayınlanan yazısıydı. Yazar yazısının girişinde şöyle diyordu, "İlkokulu yatılı okudum, Burgazada`da. 7 yaşında babasız çocuklardık. Annelerimiz bizlere vapura bindirir ve eğitim sisteminin ellerine bırakırdı. Ne para ödenirdi eğitime, ne özel okullar furyası vardı. Devletin asli görevi eğitim. Elmaya kurt girdi, eğitime siyaset. "
Yazısının son bölümünü ise şöyle tamamlıyor; "Siyaset kendinden başkasını düşünmezken, çocuklarımız berbat sebeplerle uğraşırken, netice almaları imkansızken., bu eğitim sistemi yüreklerde incelenmeli. Ama çocuklar kendilerine neden değer verilmediğini asla öğrenmemeli. Çünkü onlarda küçük yaşta bırakılan izler asla silinmez."
x x x
Bu yazıyı okurken, 1959`lu yıllara gittim. Malatya Ortaokulunu bitirmiş ve girdiğim sınav sonucu Malatya Akçadağ İlköğretmen Okulunun yatılı bölümünü kazanmam ben ve ailemde büyük sevinç yaratmıştı. (O okullar ne hikmetse sonradan kapatıldılar)
x x x
Okulumuz yatılı ve üç yıllık idi. Benim gibi orta ve az gelirli ailelerin çocukları için bu bulunmaz bir nimetti. Özel olarak kurulan terzihanede ölçümüze göre dikilen takım elbisemizden, çorabımıza, iç çamaşırlarımızdan ayakkabılarımıza kadar tüm giyim ihtiyaçlarımızı "Devlet Baba" karşılıyordu. Üç öğün yemek, bembeyaz çarşaflarda uyumak elbette ki güzeldi. Spor ve müzik dersinde en az bir enstürman çalmak mecburiydi, ben de kemanı seçmiştim. Gerçi pek de başarılı olamadım ya o ayrı. Ama her şey güzeldi, arkamızda "Devlet Baba" vardı.
x x x
Üç yıl çabucak geldi geçti, artık gencecik birer öğretmendik. Rahmetli babam, nedense benim yurdun tenha bir köşesinde bu görevi yapmamı istememişti. Hala bunun nedenini de anlamış değilim. Kısmet değilmiş deyip geçiştiriyorum.
x x x
Vurgulamak istediğim; o zamanlar bir "Devlet Baba" vardı, okumak isteyenlere kapılarını sonuna kadar açan. Üniversitelere girmek şimdiki gibi şansa-kadere bağlı değildi, dileyen dilediği Üniversiteye kayıt yaptırabiliyordu. Bizim dönemimizden yetişen nice arkadaşlarımız vardı ülkesinin hizmetinde yıllarını tamamlayan.
x x x
Hakkı Yalçın`ın dediği gibi; küçük yaşta bırakılan izler unutulmuyor ve hafızalardan da silinmiyor. Yeni sistemde yetişenlerde bu nasıl bir iz bırakacak onu bilemiyorum, ancak ben o güzel izleri hala yaşıyorum, unutamıyorum. Bu izler beni hayata bağlayan güzel izlerdi.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —