ALAADDİN BABUCÇU

Tarih: 02.05.2023 02:06

DÖNÜM NOKTALARI

Facebook Twitter Linked-in

Dünyanın kozmik zamanda (evrenin yaşı kapsamında) dönüm noktaları yaşadığını biliyoruz.
Öylesine zamanlardı ki, gezegenin altını üstüne getiren, eskiyi tümüyle silen olaylar olarak yaşandı. Çok fazla rakamlara, tarihlere ve bilimsel terimlere batmadan, örnekleri yalın ve anlaşılır olarak vermekte fayda görüyorum. Milyarlarca yıl önce yer kürede nefes almak biz canlılar için pek mümkün değildi. Atmosfer karbondioksit zenginiydi. Gezegenin her yerini kaplayan sularda çok yavaş, milyonlarca yıl sürecek ve ancak mikroskopla görülebilen, klorofil taşıyan canlılar, (siyono bakteriler) tarafından ışık, karbondioksit ve su  kullanılarak bir üretim başlatıldı. Ortaya çıkan ürün eski dünya için tam bir zehirdi. Oysa yeni oluşacak dünyanın atmosferini belirleyecek, hayatın olmazsa olmazı olan bu ürünün adı Oksijendir. Olan, çok uzun  zamanda, yavaşça alt üst oluştur. 
Hızlı olanı yok muydu? Jurassic zamanda, (dinozorların yaşadığı dönem)   M.Ö. 200 – 65  milyon yıl arasında, yine tarih sahnesinde insan henüz görünmüyorken, Meksika körfezine yaklaşık on milyar atom bombası güç ile vuran o gök taşı tüm dünyada hayatı birkaç günde cehenneme çevirerek, oyuncuları ve sahneyi sonsuza kadar değiştirdi. Aralardaki tekrarlayan buzul çağları, batan kıtalar, çölden ormana, ormandan çöle dönen bölgeler ve soy tükenmelerine sebep olan  süper volkan patlamaları kozmik zamanın dünyayı nasılda bir yap boz tahtasına çevirdiğinin kanıtlarıdır. Buraya kadar konuştuğumuz tabiatın yazdığı  senaryoya verdiğimiz birkaç örnekti. Mikroskobik canlılar, gök taşları, devasa volkan patlamaları, büyük değişiklikler yaratırken, insanın sahneye çıkmasıyla dönüm noktaları yüzünü ilkellikten, toz duman olmaktan ziyade, tekamüle (gelişmeye) doğru çevrilmeye başlamıştır.  Ateşin bulunuşu artık bir dönüm noktasıdır. Eritilen madenlerle taş devrinden çıkılmış, insanın ortak kültürü bir basamak yükselmiştir. Tekerleğin kullanımı, yazının icadı, fizik ve kimya kanunlarının keşfi, basit aletlerden karmaşık makinelere doğru gidiş, matbaanın icadı  Homo Erectus  (dört ayak ile yürümekten kurtulmuş, dik duran) insan tipinden Homo Sapiens’e (bilen insana) doğru bir gelişimi kanıtlarken, sanayi devrimi ile patlayan silah endüstrisi, dünya savaşları, nükleer çağın on binlerin ölümüyle başlaması, eşlik eden internet ve dijital (sayısal) platformlardaki adeta takibi imkansız hızların neticesinde, ibre tekamülü göstermekten ziyade, tekrar alt üst oluşu mu göstermektedir? Yaşamın bu yöndeki tepkisini hızlandıracak, benim    öngördüğüm  birkaç önemli ve tehlikeli olabilecek etkene katılır mısınız, bilemem.
20. yüz yıl ile hayatımıza girmeye başlayan robotlar (bizim adımıza bir işe başlayıp, bitiren ve sonra kendiliğinden duran makineler) örneğin, en basitiyle çamaşır ve bulaşık makineleri, hayatımızı bolca kolaylaştırmış, sadece evlerde değil üretimde (sanayide) de çabukluk ve bolluk getirmiştir. İlaveten tarımda ve hayvancılıkta genetiği ile oynanan ürünler sayesinde büyük kitlelerin beslenmesinin de önünü açan süreci ve pekte nitelikli olmayan büyük nüfus artışını olumsuz anlamda geleceğin dönüm noktasını oluşturacak aktörlerin başında görüyorum. İleride yaşanacaklar için sahne almayı bekleyen başka aktörler de var; birçok mesleği, geçim kapısını kapatacak, yeni yargılar ve değerler getirecek, trafikten, eğitime, gazete makalelerinden sağlığa, savunmadan tv sunuculuğuna kadar aklınıza gelen her alanda karşımıza çıkan yapay zeka ve birkaç adım yakından bakmadan niteliğini fark edemeyeceğiniz insan görünümünde robotlar daha şimdiden televizyonlarda hava durumu sunmaya, metro ve hava limanlarında yol tarif etmeye kadar  hayatımıza girmişken, ilerisini siz hayal edin.
İnsan doğasını ve sosyal hayatı kökünden değiştirecek bu sarsıntıların üstüne iklim değişiklikleri, artan nüfusla doğru orantılı pandemiler ve savaşlar ile azalan dünya kaynaklarına ilaveten tabiatın yapacağı sürprizleri de düşünürsek, çürüyen bir ekonomiyle vaziyetin gelişimden (tekamülden) ziyade tekrar dramatik bir değişime döneceğinden endişeliyim.
Hepsinden daha acısı, ülke olarak 14 Mayısta başka bir dönüm noktasına doğru ilerlediğimiz şu günlerde, bizi yönetmeye talip olanların inançlar, hurafeler, gelenekler, kimlikler, ve cinsiyet gibi hassas konular üzerinden yaptıkları kasıtlı ve kısır çekişmelerin çizdiği kara manzara ve onları miting meydanlarında alkışlayan ellerin yapacakları tercih, duygulardan, sevgiden, saygıdan ve merhametten
bihaber yapay zeka ve robotlar kadar düşündürücüdür.  
Güzel duygularla, esen kalın      


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —