SAYİM ALKAZAK

Tarih: 04.09.2014 19:46

Organik dinimi geri istiyorum

Facebook Twitter Linked-in

Vakit namazlarını sürekli cemaatle, camide eda eden, Allah’a yürekten bağlı, çok duru gönüllü bir adam varmış…
Ama evi, nehrin öbür tarafında olduğu için her vakit namazında, salla nehri geçmek epey vaktini alıyormuş…
Bir gün, gittiği camide bir vaaz dinlemiş, hoca diyormuş ki;
“Allah’a öyle inanıp öyle dayanacaksın, öyle güvene ceksin ki, her işin kolaylıkla hallolsun Bismillah de gir suya, yürü git” diye de bir örnek vermiş…
Adamcağız bunu duyunca bir sevinmiş bir sevinmiş ki…
“Oh! ” demiş;
“Kurtuldum artık saldan, vakit kayıplarından Bismillah der geçerim karşıya…”
Sevincinden içi içine sığmı yormuş, aynı zamanda da içinden hocaya kızmaktaymış, neden şim diye kadar söylemedi bunu diye…
Dediği gibi de yapmış…
Çıkmış camiden, gelmiş nehrin kıyısına; Bismillah demiş, yürümüş geçmiş…
Artık karısı da kendisi de çok mutluymuş bu yüzden…
Bir gün Hanımı demiş ki;
“Yarın o Hocayı al gel, yemeğe. Bak o kadar iyiliği dokundu bize”
“Olur”, demiş adam…
Ertesi gün camiden çıkınca, hocayla anlaşmışlar eve gidecekler…
Hoca; “Bir sal bulalım!” deyince adam şaşırmış…
“Ne salı Hocam? Sen demedin mi Bismillah de yürü git. Ben o günden beri öyle yapıyorum Hadi geçelim”
Hoca hayretlerde, dehşetlerde…
Neden sonra titrek yüreğiyle, melûl mahzun bakmış adama
”Ah! ” demiş, ”Keşke benim imanım da seninki gibi acaba sız olsaydı, yürür giderdim.”
* * *
Bilim ve teknoloji alanında buluşumuz pek yok ama gün geçmiyor ki din konusunda yeni bir icat çıkmasın.
Televizyon karşısında merakla “acaba bugün neler caiz ilan edilecek, neler haram edilecek?” diye merakla bekliyoruz.
Bektaşi’ye sormuşlar, “İslam’ın şartı kaçtır?” diye…
“Birdir!” demiş…
“Hac ve zekatı siz kaldırdınız, oruçla namazı biz kaldırdık, geriye kelime-i şahadet kaldı, ben kelime-i şahadetten de emin değilim, her an bir profesör çıkıp “böyle bir şey yoktur, imanın şehadeti mi olur?” diye ortaya çıkabilir.
İlahiyat profesörlerinin bir büyük zararı da bu oldu.
Din’in siyaset gibi, futbol gibi, tartışılacak, insanın bilgisinin olma sa da fikrinin olabileceği bir alan olduğu tevehhümü oluşturdular…
Her şeyin kutsallığını bozdular…
Artık bacak bacak üstüne atıp çiğ ağzımızla Allah, Peygamber ne demek istemiş “muhakeme” yapıyoruz hiç ar duymadan…
Hepimiz birer küçük Şeyhülis lam, birer Fetva Emini…
Hangi hadis uydurma, hangisi sahih şıp diye gözünden anlayıp ayetleri engin din bilgimizle şerh ediyoruz.
Şu muhakemelerin bolluğundan da dini yaşamaya bir türlü sıra gelmiyor…
Halbu ki bir güzel insanın dediği gibi, “Din öğrenmekle yaşanmaz, yaşandıkça öğrenilir”
Şimdi; siz sahte Peygamberler, Ulemalar, Fetva Eminleri ve Şeyhülislamlar…
Ben “Organik dinimi geri istiyorum” dersem günah mı işlemiş olurum?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —