Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamit Akçay´ın moderatörlüğünde yapılan panele, Başbakan Başdanışmanı Mustafa Şen, Gazeteci-Yazar İsmail Kılıçarslan ve Gazeteci-Yazar Yusuf Genç konuşmacı olarak katıldı.
Panel de ilk olarak gazeteci-yazar İsmail Kılıçarslan söz aldı.
İslam medeniyetinin ne olduğu hakkında bilgi veren Kılıçarslan, öncelikli olarak medeniyet kavramının tanımını yaptı.
?Belirli bir insan topluluğunun bilim, kültür, sanat ve teknoloji alanında ürettiği taşınır taşınmaz alanda ürettiklerine medeniyet denir? diyen Kılıçarslan, ?İslam medeniyeti kalp medeniyeti olarak bilinmekle birlikte aslında doğrudan doğruya akıl medeniyetidir. İslam medeniyeti rastlantısal değildir. İslam medeniyeti etkileşimden korkmaz sanılanın aksine. Çünkü İslam toplumu özgüveni çok yüksek bir toplumdur. Bu özgüveni ise ?İnanıyorsanız, üstünsünüzdür? ayetinden almaktadır. İslam medeniyeti tekrarlamaktan korkmaz. Sürekli mükemmeliyet peşindedir. Tekrarlanan şey devamlı güzelleşir çünkü. İslam medeniyeti ezbercidir. Modern dünya bizim ezberimize hiçbir şey almamamızı ister. Ama 30 bin kitabı ezberinde bulunduran kişi mükemmel bir entelektüeldir. İslam medeniyeti güzel ile ilgilenmez, ilgilendiğini güzelleştirir.? diye konuştu.
Gazeteci- Yazar Yusuf Genç, ?Bizlerin İslam medeniyeti ile ilgili geçmişe dönük okumalarımız özlem duygusu çerçevesinde sürüyor. Ancak bunu yaparken özlem duygusunun ötesine geçmeliyiz. Bugün iyi derecede İngilizce bilen çok iyi mimarlar, mühendisler yetiştiriyoruz. Ama şehirleşmedeki çarpıklığı çözemiyoruz. Modern dünyada Rönesans´ın çocukları olarak duruyoruz. Yaşadığımız 200 yıllık sorunun temelinde Türkçe düşünmemek bulunmaktadır. Maalesef Türkçe düşünemiyoruz. Burada bizim yeni bir İslam medeniyeti önermesi yapabilmemiz için işe Türkçe düşünerek başlamalıyız.? dedi.
Panelde söz alan bir diğer isim ise Başbakan Başdanışmanı Mustafa Şen oldu.
Bilincin anlam arayışı süreci ile ilgili bilgi veren Şen, ?Medeniyet süreçtir. Bu varlık meselesini düşünmekle mümkündür. İman dediğimiz şey, inanç dediğimiz şey insanın kendinde ortaya çıkışına ahlak diyoruz bu edeple yansıyor. İnsanın dışa yansımasına da bediiyyat diyoruz. İslam medeniyeti dediğimiz şey bu üçünün sergilenmesidir. İslam medeniyetine göre bir Müslümanın ahlakından emin olunabilmelidir. Bizim varlıkta anlam arayışımız nedir? İnanan insan ve kendinden emin olunan insan. Ama maalesef bunun kıtlığını yaşıyoruz. Müslümanlar emin olunma sıfatını dışa vuruyor ve bunun eksiliği gün yüzüne çıkıyor. İslam medeniyeti vecd hali içinde olunmalıdır. Bugün bu mümkün değil fakat geçmişte bu yaşanmış tekrar yaşanabilir.? diye konuştu.
Panelde son olarak konuşan isim ise Gazeteci- Yazar Yusuf Armağan oldu.
Armağan, ?Medeniyet dinden bağımsız değildir, dinin yaşanabilir olduğunu göstermektedir. Şayet kendimizi Müslüman olarak ifade ediyorsak: bir Müslüman için herhangi bir şeyin, her davranışının aslında bir bütün olarak bir yere oturması zorundadır. Herhangi bir şeyden koparsak bütünden koparız, bütüne oturmaz ve bizi savruk bir yere oturtur. Medeniyetin mimarı yoktur. Medeniyet dediğimiz şey istifade eder, yok etmez. Merkezinde kendi vardır ama etkilenir. Biz içinde bulunduğumuz çağa bir medeniyet borçluyuz. Herkes bir önermede bulunmuşken Müslümanların bu çağa bir önermesi bulunmamıştır. Dünyaya dair anlamlı bir sözü söyleyebileceğimizi düşünüyorum.? dedi.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği panel sonunda Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Yalçın Kahya panelistlere teşekkür plaketi ve Bandırma Vapuru maketi takdim etti.
Haber Merkezi