911 Arama Kurtarma Başkanı Gürsoy´dan deprem uyarısı

Bandırma 911 Arama Kurtarma Başkanı Mustafa Gürsoy, son günlerde bölgemizde sık sık meydana gelen ve Bandırma´da da hissedilen depremle ilgili yaptığı açıklamada, imar affı nedeniyle olası bir deprem ve yıkım anında yaşanacak tehlike ve can kaybının kat ve kat büyüyebileceği endişesini dile getirdi.
Gürsoy, konuyla ilgili açıklamasında şunları kaydetti: ?1.derece de deprem bölgesinde bulunan ülkemizde en son 1999 depremini yaşamış bazı binalar hasar almış hazar alan bir çok bina kamufle edilerek sıva vb malzemeler ile aldıkları hasarlar kamufle edilmiş idi. Bu binalar hala mevcuda bulunmakla beraber birde bunların üzerine kaçak yapılan binalar eklendi. Gizli gizli İstanbul ve ülkemizde çoğalan kaçak binalar üstüne çıkarılan imar affı nedeniyle de resmiyet kazandılar. Olası bir deprem ve yıkım anında yaşanacak tehlike ve can kaybı da bu nedenle kat ve kat büyüdü. Ülkemizde 81 ilin 55´i birinci derece deprem bölgesindedir. Buna rağmen ülkedeki 18 milyon yapı stokunun % 67´si kaçak durumdadır. Buna birde yaşanan depremlerde hasar alıp makyaj yapılan binaları bu sayıya eklediğimizi düşünelim. Halen afet yönetim sistemleri tüm arama kurtarma ekiplerini dahil edecek şekilde işletim aşaması olarak yerine oturmuş değil. Bu açıdan sistem ayrıntılı bir şekilde kurulması gerekmekte olay yeri organizasyon bozuklukları konusunda olay yerinde operasyonu yönetecek deneyimli eğitimli kişilerin seçilerek göreve getirilmeleri ayrı bir önem taşımaktadır. Bölgemizde uzun yılardır uyuyan durağan şekilde bekleyen fay hatlarının geçmişte ağır yıkımlara neden olduğu bilinmektedir. Buna en güzel örneklerden biri tarihi Kyzikos depremleridir. M.S. 117 yılında 7 şiddetinde geçirdiği deprem İmparator Hadrian´ın desteği ile onarılıyor. Kyzikos M.S. 741 ve 1064 yıllarındaki büyük depremlerle ciddi hasarlar görmüş ve kendi kaderine terk edilmiş. O zamandan beri bu fay hattının uyuduğunu düşünecek olursak Bandırma, Erdek, Gönen ve yakın çevresinin oldukça hasar alacağını öngörmek için alim olmaya gerek yok. Afet müdahale sistemleri reaksiyonları, kanunları süratle ve derhal elden geçirilmeli revize edilmelidir. Belediyelerin afetler konusunda resmi ya da özel kurumların fabrikaların vb yapmaları gereken hazırlıkların kanun zoruyla yaptırılması ayrıca önem taşımaktadır. Belediyelerin bu yönde hiç bir zaman bütçe ayırmadıkları konu hakkında keyfe keder davrandıkları da ayrı bir handikaptır. Vatandaş gücü ile afetler ile mücadele edebilmek hazırlık yapabilmek imkansızdır. Afet zararlarından en az etkilenebilmek afet öncesi yapılacak alınacak önlemler ile mümkündür. Afetler ile mücadele de başarılı olabilmek için konusunda uzman kişilerin görüşü ve onayı alınmalıdır. Türkiye genelinde afetler ile mücadele de başarılı olmak için ise bu işi işin içinden yetişen deneyimli, bilgili, öngörüsü yüksek vizyon sahibi kişilere vermek gerekir.?
Haber Merkezi