ADD, 22 yıl önce katledilen Uğur Mumcu'yu andı

ADD, 22 yıl önce katledilen Uğur Mumcu

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bandırma Şubesi, gazeteci-yazar Uğur Mumcu'yu, katledilişinin 22. yılında düzenlediği programla andı.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bandırma Şubesi, gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 22. yılında düzenlediği programla andı. ADD lokalinde gerçekleşen anma programına Bandırma Belediye Başkan Vekili Erhan Elmastaş, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Sert ve CHP İlçe Başkanı Hüseyin Çeri olmak üzere kalabalık bir topluluk katıldı. Çeşitli şiirlerin seslendirildiği programda konuşan ADD Yönetim Kurulu Üyesi Vefa Bora, “Eğer bu ülkede insanca, onurlu ve mutlu yaşamak istiyorsak, büyük Atatürk’ün açtığı, sevgili Uğur Mumcu’nun yıllarca uyardığı aydınlık yolda yürümek zorundayız. Ne acıdır ki, ne Ata’mızın yolunu izleyebildik, ne de Uğur Mumcu’ya verdiğimiz sözü tutabildik. Her 24 Ocak’ta toplantılar, konferanslar, etkinlikler düzenliyor ve sonra da dağılıyoruz. Oysa yapılması gereken, O’nun bir ömür boyu savunduğu düşünceleri yaşama geçirmek, dağınıklıktan uzak, ortak bir güç oluşturarak karanlığa karşı mücadele etmektir. Zira o gün, bugündür. Ulusal onurumuzu hiçe sayanlara, laikliği ortadan kaldırmaya çalışanlara, haksızlık ve hukuksuzluklara karşı bıkmadan, usanmadan mücadele veren, yüreğimizdeki Kuvay-ı Milliye ateşini hiç söndürtmeyen bir yıldız bundan 22 yıl önce bu dünyadan kaydı. O’nu her gün artan bir özlemle, saygıyla bir kez daha anıyor, O’ndan aldığımız güçle geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.
ADD Bandırma Şube Başkanı Melih Çınar da konuşmasında, şunları söyledi:
“Etrafımız kan gölü. Farklı mezhepleri yok etmek için emperyalizme hizmet veriliyor. İŞID denilen caniler sürüsü tarihin en kanlı vahşetiyle din ve mezhep uğruna tüm dünyanın gözleri önünde kafalar kesiyor. Bakamıyorum, içim almıyor. Birisi bu uğursuz katilleri el altından desteklerken, hezeyanlar içinde ‘dindar ve kindar gençlik’ diye bağırıp çağırıyor. Bana öğretilen din bu değildi. Bana öğretilen dinde sevgi vardı. İyilik-güzellik vardı. Yardımlaşma, hoşgörü vardı. Bir milyon insanın katli yoktu. Yüz binlerce kadını kirletmek yoktu. İçin daralıyor. ‘Ey Nesimi, senin sözüne uyup niye gökyüzüne çıktım’ derken birden bakıyorum, Ankara’nın bir tepesinden ışık saçılıyor ve bir ses yükseliyor: ‘Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek değil, benim düşüncelerimi, duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir’ diyor. Zaten senin düşüncelerin, yaptıkların sayesinde hâlâ ayakta değil miyiz? Tekrar içime bir umut doğuyor, gökyüzünden sessizce süzülüp kalabalığın içine karışıyor, günlük meşgalelerin içinde kaybolup gidiyorum. Aklım Muammer Aksoy hocada, Bahriye Üçok hocada, Turan Dursun’da, sevgili Ahmet Taner Kışlalı’da, Gaffar Okan’da…”
Anma programının sonunda, Atatürk’ün kendi sesinden “Selânik Türküsü” ve Selda Bağcan’ın seslendirdiği “Uğur’lar Olsun” türküsü dinletildi.