Doların yükseldiği, elektrik, doğalgaz, benzin, su ve toplu ulaşım ücretlerine zam yapıldığı her dönemde, sessiz kalmayı tercih etmişizdir?
Biraz yakınsakta, her defasında, "Allah, asgari ücret ile geçinen ailelere, güç versin, kuvvet versin" demişizdir?
Gel gör ki.
Dar gelirli olan bu ailelerin, nasıl yaşadığını, çocuklarına ne şekilde baktıklarını, araştırma ihtiyacı dahi duymamışızdır...
Evdeki hesabın, çarşıya uymadığı bu günlerde, asgari ücret veya biraz üstü maaş alan ailelerin, nasıl geçindiklerini merak edip, araştırmaya karar verdim....
Öyle ya...
Evlerine birden fazla maaş girenler geçinemezken, bunlar ne yiyip ne içiyorlar?
Yavrularına nasıl bir gelecek hazırlıyorlar?
Kısa bir arayıştan sonra, aradığım aileyi buldum...
İlçe belediyelerinin birinde, temizlik görevlisi olarak çalışan üç çocuk babası bir gençle tanıştım...
Aldığım yanıtlar karşısında, inanın şaşırıp kaldım?
Onlar geçinmiyorlar, mucize gerçekleştiriyorlar?
Öncelikle şu belirteyim...
Konuştuğum genç, çocuklarının arkadaşları karşısında zor durumda kalmaması için, adının ve yaşadığı semtin yazılmamasını rica etti...
Bende kendisine saygı duydum...
BÖYLE YAŞIYORLAR...
Güneydoğu Anadolu´nun bir ilinde yaşayan bu genç, işsizlik ve çocuklarının geleceğini düşünerek, üç yıl önce Bursa´ya yerleşmeye karar verdi...
Önce, ilk kez geldiği Bursa´da ev kiraladı?
Ardından, ailesini ve eşyalarını getirdi...
Geldiği ilk günler, iş bulamayıp, cebindeki para da tükenmeye başlayınca, karamsarlığa kapıldı?
"Acaba, hata mı yaptım?" diyerek düşünmeye başladı...
Ne zaman ki, belediyelere temizlik hizmeti veren taşeron bir şirkete işe başlayacağını öğrendi, aylar sonra rahat bir nefes aldı?
Mutluluktan, ağladı...
İşini severek yapan bu gencin, aylık kazancı üç bin lira civarında...
Annesinden, babasından veya köyünden hiç bir geliri yok...
Aldığı paranın 850 TL´sini, kira bedeli olarak ev sahibinin hesabına yatırıyor...
Her ay, 150 TL elektrik, 70 TL su faturası ödüyor...
Aile, kış aylarında, yakıttan tasarruf etmek için aynı oda da yatsa da, aylık doğalgaz giderleri ortalama, 200 TL´den aşağı düşmüyor...
Geriye, bin 730 lira kaldı...
Evde en fazla, fırınlardan tanesi 50 kuruşa alınan bayat ekmek tüketiliyor...
Bu sayı günlük, 6´dan aşağı düşmüyor?
Birde, öğle ve akşam yemeklerinin olmazsa olmazı olan, çorbası ve pilavı yapılan bulgur...
Bazen de, pirinç...
Bunlar hem ucuz hem de tok tutuyor?
Evde, çocuklar çok sevdiği için ayda bir gün tavuk pişiriliyor...
Buda, maaşın alındığı güne denk getiriliyor?
Onu da, araştırıp en ucuz satandan alıyorlar...
Kırmızı eti, kurban bayramlarında komşuları verirse yiyorlar...
Başka türlü tezgahlarda görüyorlar...
Sebze ve meyve ihtiyaçlarını, akşam saatlerinde gittikleri semt pazarındaki, çürük yiyecekleri ucuza alarak karşılıyorlar...
Satıcı, para istemezse asla ısrar etmiyorlar...
Kendisine, bol bol dua ediyorlar...
Giyecek gereksinimlerini, komşularının kullanmadıkları kıyafetlerden karşılıyorlar...
Bugünlerde fazla yardım yapılmadığı için çocuklar, verilecek kıyafetleri sabırsızlıkla bekliyorlar...
Alınca da, çıkarmak istemiyorlar...
Onu en fazla, liseyi bitiren kızlarının, çok istemelerine rağmen, parasızlık yüzünden, üniversite eğitimlerine devam edememeleri üzüyor...
Onlara karşı kendini suçlu hissediyor!...
Ama, yapacak hiç bir şey yok...
Akciğer hastası olan eşinin zaman zaman krize girip, hastaneye son anda yetiştirilmesi, aileyi çok hırpalıyor...
Çocuklar, anneleri ölecek diye çok korkuyorlar...
Her krizde, hüngür hüngür ağlıyorlar...
Çağırdıkları ambulans, bir başka görevden dolayı biraz geç kalınca, kahroluyorlar?
Aile, kriz anında, bir an önce hastaneye yetişmek için, bankadan 50 bin lira kredi çekerek, eski model bir otomobil satın aldı?
Aylık, bin 200 TL geri ödemek koşuluyla?
"En azından, ambulans beklerken ölmeyeceğim" diyen eşi, kendini iyi hissettiği günlerde, yufka satan bir yakının yanın da günde, 40 TL yevmiye alarak çalışıyor?
Aldığı parayı biriktirip, kalanı da, ailenin bin 730 liralık bütçesinden karşılayarak, bankaya olan ödemeyi yapıyor?
Sonuçta...
Her zam sonrası, ?Allah onlara kolaylık versin" dediğimiz, nasıl geçindiklerini merak etmediğimiz, açlık ve sefalet arasında kazancı olanlar, işte böyle yaşıyorlar?
Adına, yaşamak denirse
