CHP Balıkesir Milletvekili Nedret Akova, kadına yönelik şiddeti engellemek için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na seçildi.
CHP Grup Başkan Vekilliği tarafından “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”na üye olarak seçilen Akova’nın daha önceden bu konuda Meclis Araştırma Önergesi bulunuyordu.
Akova, Komisyon üyesi seçildikten sonra şu açıklama da bulundu: “Kadının aile içinde yaşadığı şiddetin düzenli yapılacak istatistiklerle ile görünür kılınması sorunun dikkate alınmasında önemli bir adımdır. Ancak ülkemizde bu amaçla 2008 yılında yapılan araştırma sonuçları dışında ülke genelini kapsayan, sorunun boyutunu ve önemini gösteren istatiksel veri yoktur. Eşini öldüreceğini polisler önünde bağırarak söyleyen bir erkeğin eylemi ciddiye alınmamakta, kadın öldükten sonra sorumlular aranıp, gerekli işlem yapılmaktadır. AKP dönemi siyasetçileri, bürokratları ve görevlilerinin her türlü söylemi ve eylemleri kadına karşı şiddeti artırmakta, desteklemektedir. İktidarın kadını sürekli aşağılayan söylem ve eylemlerinin kadına yönelik şiddeti artırdığının ne zaman farkına varılacaktır? Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Kadın erkek eşitliği doğaya aykırıdır. Kadının öncelikli olarak rolü annedir. Her kadın üç çocuk doğurmalı. Feministler, İslam’da kadına atfedilen annelik statüsünü anlayamıyor. Kürtaj bir cinayettir. Her kürtaj bir Uludere’dir. Banklarda kızlı-erkekli oturmayı saygıyla karşılamam. Nasibiniz çıkınca çok seçici olmayın, gülistandan boş çıkarsınız. Çocuğu yok, aile nedir bilmez, sözleri kadının aile içindeki konumunu bozmakta, değerini düşürmektedir. Kadın eve kapatılıp, üç çocuk yapma görevi ile tanımlanınca, toplumsal zihniyet de buna göre şekillenmekte, kadına şiddetle mücadele giderek zorlaşmaktadır. Kadına evde çocuk yetiştiren, evi düzenleyen, yemek ve ev işi yapıp, kocasının eve geçimlik getirmesini bekleyen ve aile adına söz hakkı olmayan bir rol düşünce, kadına yönelik şiddet de artmaktadır. Kusursuz bir Anayasa ve kurumlar oluştursak, uluslararası ve ulusal bütün yasalar kadın-erkek eşitliği, kadın ve çocuğun korunması ve güçlenmesi için mükemmel bir şekilde düzenlense dahi, demokrasiye uygun bir siyasal kültür ortamı olmadan ve kadını aşağılayan, eve kapatıp, en az üç çocuk doğurmakla yükümlü kılan, güçsüzleştiren, kocanın yanından sesini çıkarmadan oturmasını nasihat eden toplumsal zihniyette değişim olmadan kadın ve çocuklarımız hususunda var olan sorunlar giderek ağırlaşıp, devam edecektir. Bu nedenlerle kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun önemi büyüktür.”