Ve insan tek başına oturdu. Hüzne boğulmuş bir halde. Bütün hayvanlar etrafında toplandılar ve dediler ki; "Seni böyle üzgün görmek hoşumuza gitmiyor. Bizden ne dilersen gerçek olacak."
İnsan dedi ki; "Daha iyi görmek istiyorum." Akbaba şöyle yanıtladı; "Benim görme gücümü alacaksın."
İnsan dedi ki; "Güçlü olmak istiyorum."
Jaguar dedi ki; "Benim gibi güçlü olacaksın."
Sonra insan dedi ki; "Yeryüzünün sırlarını bilmek istiyorum."
Yılan yanıt verdi; "Ben tek sana gösteririm."
Ve tek tek hayvanlara sıra geldi. Ve onların verebildikleri bütün yetenekleri kazanınca gitti.
Baykuş diğer hayvanlara dedi ki; "Artık insan çok şey biliyor. Birçok şeyler yapabilir. Aniden korktuğumu hissettim."
Geyik dedi ki; "İnsan istediklerine kavuştu. Artık kederi son bulacak."
Ancak baykuş şöyle yanıtladı; "Hayır o insanda bir delik gördüm. Asla doyuramayacağı bir açlık kadar derin. Onu hüzünlendiren ve fazlasını istemesine neden olan şey bu. Durmadan almayı sürdürecek. Ta ki dünya şöyle diyene kadar! "Daha fazla veremeyeceğim. Verecek bir şeyim kalmadı."
Yukarıdaki öykü bundan 500 yıl önce yazılmış bir şaman öykü. Öyle anlaşılıyor ki bu günleri şaman taa
500 yıl öncesinden görmüş. Hayvanlar ise zaten biliyormuş.
Kominizim insan doğasına aykırıdır diye yıkıldı. Kapitalizm de doğaya düşman olduğu için çökecek.
İnsanoğlu doğanın da, arada sırada kazanmasına izin vermezse bir gün gelecek kaybetmeye mahkûm olacak.
Doğanın kendi içinde ilahi bir düzen vardır. İnsanoğlunun her müdahalesinde bu düzenin bir halkası yok olmakta.
Ya bir orman yok oluyor, yada bir canlı türü yok oluyor. Çevremize şöyle bir bakacak olursak; Uluabat gölü ne hale geldi. Nilüfer çayı simsiyah akıyor. Oysa zamanında mevsimin en lezzetli sazan, yayın balıkları buralarda barınıyordu.
Bursa ovası beton yığınına döndü, Karacabey ovasının da sonu hiç iyi değil. Daha şimdiden yer altı su kaynakları kurutuldu. Üstüne üstlük ovaya zahir yağdıracak fabrikalar (Çimento fabrikaları kurulması için ne çabalar sarfediliyor.)
Küresel krizlere karşı daha fazla özelleştirmeyi savunanlar şimdide içme suyunu satma söyleminde bulunuyorlar.
Yazık ki ne yazık. Temiz hava, temiz su insanoğlunun en doğal hakkıdır. Bunların ticarileştirilmesi düşüncesi bile korkunç.
Her türlü ilişki de olduğu gibi doğayla kurduğumuz ilişkisi de kazan ilkesine dayanmalıdır.
Bir tarafın kar etme, çıkar sağlama hırsı baskın çıkarsa inanın bu ilişkiden kazanan olmaz.
Heeey! Aç gözlüler. Şaman öyküsündeki baykuşun fark ettiği deliği bir türlü doyuramayanlar!
Doğayı küstürdüğünüzün, körelttiğinizin, verimsizleştirdiğinizin farkında mısınız?
Sınırsız kar anlayışını ve tüketim hırsını her şeyin üstünde tutanlar, sadece kendini düşünenler size sesleniyorum!
Asla sürdürülebilir hayatınız olmayacaktır. Deniz bir gün mutlaka tükenecektir. Siz bu gün doğanın kazanmasına izin vermezseniz; gün gelecek doğada sizin yaşamanıza izin vermeyecektir.
Benden söylemesi.
(Not: İnsanoğlu bu kafada giderse bu yazımın önemi ancak 50 yıl sonra daha iyi anlaşılacaktır.)
