Balıkesir Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.
Balıkesir Barosu Başkanı Av. Erol Kayabay imzalı yayımlanan yazılı mesajda şu ifadelere yer verildi: “Anayasal kurallardan tutun, yasa koyucuların düzenlemiş olduğu mevzuatlara hukuk üzerine yazılmış kitaplardan, doktrinde yer alan her bilimsel görüşe kadar yeryüzünün görüp göreceği yazılı ve yazısız tüm düzenlemeler avukatı yargının kurucu unsuru, adalet sisteminin temel öznesi kabul eder. Ancak ne var ki, hukuk ve özgürlükler için mücadele etmenin en temel görev olduğu bu coğrafya; bizlere tarihin unutulmaz tanıkları olarak avukatın yargı sistemindeki yerinin tartışıldığı ağır, zor ve meşakkatli günleri yaşamayı layık görmüştür. Oysa aynı tarih, çoktandır kangren edilmiş bir hukuk düzeninde; adaletin tesisi, hak ve özgürlüklerin temini için biz avukatların üstün gayretlerine de tanıktır. Hem de bu öylesine üstün bir gayrettir ki, kıdem fark etmeksizin her bir meslektaşımızın katkısıyla büyümüş; toplum yararını doğrudan ilgilendiren onlarca davada, yüzlerce suç duyurusunda ve elbet çoklu baroya karşı çoğulcu bir isyanı ısıtan başkentin yakıcı Temmuz sıcağındaki adalet nöbetlerinde kendini göstermiştir. Ancak yaşanılan onca süreç, ömrünü adalete adayan avukatlara adaletli bir yaşam sürme şansı vermemiştir. Avukat tutuklamalarına avukat cinayetleri eklenmiş, avukata şiddet mesleğimizin her anına ve her alanına sirayet etmiştir. Haciz mahallinde katledilen meslektaşımız Ersin Arslan, eski nişanlısı tarafından hunharca öldürülen kadın meslektaşımız Dilara Yıldız, darp edilen meslektaşlarımız Mürsel Ünder, Sertuğ Sürenoğlu, Mazlum Arslan... Bu saydıklarımız; acısını ve öfkesini en taze haliyle yüreğimizde sakladığımız, hemen her gün artarak ve sıradanlaşarak devam etmekte olan avukata yönelik şiddet olaylarının sadece bir kaçı. Söz konusu saldırıların, mesleğimizin özü olan hak ve hukuk mücadelesine kast ettiğini ve ismimizin önündeki avukat unvanının bizlere yönelen şiddetin katsayısını daha da arttırdığını iyi biliyoruz. Ayrıca, yaşanan onca elim hadiseye rağmen pek çok meslektaşımızın halen sırf avukatlık mesleğini ifa ettiği için baskının, tehdidin, şiddetin mağduru olduğunun ve ne yazıktır ki, yargı sisteminin kendi kurucu unsuruna yönelen bu eylemleri “adi vaka” olarak görmekten vazgeçmediğinin de farkındayız. Öte yandan pandeminin, ekonomik buhranın ve küresel savaşların yarattığı mali kaos ortamında yaşamak sadece toplumun diğer fertleri için değil, en acı haliyle avukatlar için de ağırlaşmıştır. Tam da bu noktada, devletin en yüklü oranlarda mükellefi bulunan avukatlara tanıdığı bir kısım vergisel iyileştirmelerin aslında hiçbir yaraya merhem olmadığını söylemek zorundayız. Yüzlerce hukuk fakültesinden on binlerce mezunun verildiği her yıl, avukatlar için ekonomik sorunları daha da körükleyen, açlık sınırını normal yaşam standardı haline dönüştüren bir süreç haline gelmiştir. Mahkemelerin iş yükünü hafifletmek adına alternatif uyuşmazlık çözüm yolu adı altında yaratılan her akım; sözde çözüm, özde yeni bir geçim kapısı olmaktan öte geçememiş; avukatın meslek alanını daraltırken performans uğrunda çoğu zaman evrensel hukuk kurallarını da görmezden gelmiştir. İşin aslı; atılan her yanlış adım, bir silsile halinde mesleğimizi içinden çıkılması zor bir cendereye hapsetmiştir. Ancak türlü şiddete, zorluğa, soruna ve belirsizliğe karşı mücadelemiz; ışığı yanan her avukatlık bürosunun azmi ve yok edilemez umuduyla inadına büyüyerek devam etmektedir. Edilen her yemin, giydirilen her yeni cübbe; dünyanın en kutsal hukuk ordularından birinin köklerini toprağın daha da derinlerine salmakta ve geleceğe filizlenen bir adalet ormanının tohumlarını memleketin her köşesine ekmeye devam etmektedir. Selanik’te gözlerini dünyaya açarak maviye olan sevdamızı perçinleyen eşsiz bir liderin bizlere emanet ettiği cumhuriyetin gölgesinde, her gün tekrar tekrar giydiğimiz cübbe; adaletin, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin hakim olduğu günleri tesis etme sorumluluğunu omuzlarımıza yüklemektedir. Bu sorumlulukla bizler; hiçbir koşulda mesleğini ifadan geri durmayan hukuk neferleriyiz. Biliyoruz ki, avukatın bu derece ötekileştirilip itibarsızlaştırıldığı, x-ray cihazlarından geçmeden adliyelere dahi sokulmadığı fakat hukuk sisteminin de avukatsız bir adım yol alamadığı başka bir düzen yoktur. Ancak tüm bu zorluklar, mesleğimize olan aşkımızı ve savunmanın bağımsızlığına olan inancımızı yüceltmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu duygularla ve demokrasiye, hukuka, herkes için eşit işleyen bir yargı sistemine özlemle en kalabalık metropollerden en ücra dağ kasabalarına kadar memleketin her karış toprağında adaletin tesisi için emek veren meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü’nü tebrik ediyor; bizlere laik sosyal bir hukuk devletini emanet eden başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, adaletin tüm neferlerini saygı ve minnetle yad ediyoruz. Biliyoruz ki, Yüce Atatürk’ün dediği gibi, “Her halde dünyada bir hak vardır. Ve o hak, her kuvvetin üstündedir.”