Tarih: 09.02.2015 15:15

Balıkesir Barosundan İç Güvenlik Kanun tepkisi

Facebook Twitter Linked-in

Balıkesir Barosu, TBMM Genel Kurulunda önümüzdeki hafta içerisinde görüşülmeye başlanacağı öngörülen ve kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen, “Polis, Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” tasarısına ilişkin, sadece özgürlüklerden ve hukukun üstünlüğünden yana tavır koyan düşünce ve kaygılarını kamuoyuna açıkladı.
Yapılmak istenen düzenleme ile özetle mevcut yasal mevzuata göre, kişilerin üstünün ve eşyalarının aranabilmesi için hakim kararı, gecikmesinde sakınca olan hallerde ise savcı kararı aranırken, yapılmak istenen düzenleme ile yalnızca kolluk amirinin emri ile arama yapılabileceğini öne süren Balıkesir Barosu, yazılı açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: “Hakim ve savcının devreden çıkartıldığı böylesi bir durumun keyfiliğe yol açacağından endişeleniyoruz. Mevcut yasal mevzuata göre, gözaltına alma yetkisi savcılara ait iken, yapılması planlanan düzenleme ile bu yetki savcılara ait olmaktan çıkartılarak, suçüstü hallerinde 24 saat, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar gözaltına alabilme yetkisi kolluk amirine verilmektedir. Özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin böyle bir düzenlemenin hukukun denetiminden çıkartılmasından pek çok olumsuzlukların ortaya çıkabileceği kaygısını kamuoyuyla paylaşıyoruz. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlama konusunda mülki idare amirlerine de yetki verilmesi yoluyla, Cumhuriyet Savcısının adli yetkisine ortak olarak, adli kolluğa suç soruşturmasına ilişkin talimat verme yetkisi tanınmaktadır. Oysa suç soruşturması ve suçun aydınlatılması yargısal bir faaliyet olup bu yetkilerin yalnızca yargı makamlarınca kullanılması gerektiği bir gerçektir. Mülki Amirlerin almış oldukları kararlara uymayanlar hakkında 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmesi ise suç ve cezaların kanuniliği ilkesine uymadığı gibi, Mülki Amirlere suç yaratma yetkisi vermek anlamına gelir. Oysa bu yetki yasamanındır. Son dönemlerde, toplumsal olaylarda silah kullanılması sonucu yaşanan ölümler ve bunlarla ilgili tartışmalar ve yaşanan acılar ortada iken, iç güvenlik paketi ile polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesi, silah kullanılmasının kolaylaştırılmasıyla, orantısız güç kullanımı gibi çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek sakıncalı yönüyle kaygılarımız artmaktadır. Polisin istihbarat amaçlı dinleme yaparken uyacağı çerçevenin genişletilmesi, yargının bu konuda önemli ölçüde etkisizleştirilmesi, dinlemeler konusunda yetki ve görevin yalnızca Ankara Ağır Ceza Mahkemesine bırakılması sonucunda dinlemelerin ülke genelinde tek bir hakimin yetki ve görevine verilmesi ise her yönüyle tartışılabilir bir düzenleme olacaktır. Yapılması düşünülen bu düzenlemeler, aceleye getirilmeden, daha soğukkanlı bir atmosferde, konunun uzmanlarının görüş ve önerileri değerlendirilerek ve tartışılarak Hukuk Devleti anlayışı bir an bile göz ardı edilmeden yapılmalıdır.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —