Tarih: 11.01.2013 00:00
Bandırma, markalaşma peşinde
"Artık rekâbet, sınır tanımıyor. Bu nedenle kentleri yönetenlerin, günü kurtarmaya çalışırken, kentlerin geleceğini inşa etmeleri de gerekir. Ancak ülkemizde kentleri yönetenlerin, günü kurtarmaya çalışırken, geleceği ıskaladıkları da bir gerçektir. Marka kent yaratmak için slogan-logo, broşür-CD, fuar-promosyon gibi unsurlar, bu konuda gerekli başarıda sadece buzdağının üstünde bulunan bölümlerdir. Asıl önemli olan, strateji, yaratıcılık, yenileşim ve uygulanabilirliktir. Buna paralel olarak, marka kentler yaratmak için kültürel mirâs, doğal yapı, özgün çıktı ve yerleşik beceri göz önüne alınmalıdır. Türkiye, bugün, tanıtımını yapmaya çalışırken bile yanlış bir strateji uygularken, Hollanda`nın simgesi olan lâleyi logo diye kullanıyor. 2000 yılından beri dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor. Yöneticiler, kanaat önderleri, kentleri için gelecek plânlarken, yaratıcılığın rolünü benimsemelidirler. Yaratıcı endüstriler, kentlerde gelişip, sosyal dokular oluşturunca, kentin yaşam kalitesi de artacaktır."
Bandırma Ticaret Odası Başkanı Osman Kocaman, konuşmasında, Bandırma`nın marka sayılabilecek değerleri üzerinde durdu. Kocaman, bu değerleri, Bandırmaspor, Banvitspor, beyaz et sektörü, tarihi Bandırma Vapuru, Bandırma Limanı, bor tesisleri, rüzgâr enerjisi, Kuşcenneti, Kapıdağ, süt ürünleri ve Manyas kelle peyniri, balıkçılık, ülkemiz sanayisinde ilk 500 arasına giren büyük kuruluşlar ve Bandırma Organize Sanayi Bölgesi olarak sıraladı. Kocaman, gerçekleşecek bir marka kent çalışmasının, Bandırma`nın geleceğine de yön vereceğini belirtti.
Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halit Sezgin, yönetim kurulunda bulundukları 8 yıl içinde Bandırma Ticaret Borsası`nı, birlik-beraberlik ve ortak akılla Türkiye`de marka bir kuruluş durumuna getirdiklerine dikkati çekerken, önümüzdeki aylarda uygulamaya girecek Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonu`nun(BALO) da, Bandırma`nın markalaşmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını açıkladı.
Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği(MÜSİAD) Bandırma Şube Başkanı İhsan Turgut, bir kentin, marka durumuna gelmesi için kaynaklarını çok iyi kullanması gerektiğine işaret etti. Turgut, önümüzdeki aylarda gerçekleşecek Ankara-Bandırma arasındaki hızlı tren seferleriyle bu iki kent arasındaki yolculuğun 2,5 saate inecek olmasının önemine dikkati çekti. Turgut, Bandırma`nın Dubai gibi bir balıkçı kenti olabileceğini sözlerine ekledi.
Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği(BANSİAD) Şube Başkanı Hakan Öztürk de konuşmasında, Bandırma`nın, çekim merkezi durumuna getirilmesiyle bir marka kent yaratılabileceğinin altını çizerken, "Bunu gerçekleştirmek için doğal, kültürel, sanatsal ve ekonomik yönlerimizden bir-ikisini öne çıkarmamız gerekiyor. Bunun için bir akademik çalışma gerçekleştirilmelidir" dedi. Öztürk, Kapıdağ`ın da içine alınarak oluşturulacak doğa ve tarih merkezli bir projenin, Bandırma`nın marka kent olmasına katkı sağlayacağına inandığını açıklarken, "Ancak, bir yerin marka kent durumuna gelmesi için o kentte yaşayan herkesin, elini, taşın altına koyması zorunludur. Yoksa marka kent yaratmak bir hayâlden öteye geçemez" diye konuştu. Öztürk, Bandırma`nın marka kent olması için hangi yönlerinin ortaya çıkarılması konusunda, tüm yerel unsurların katılacağı bir arama konferansına gerek bulunduğunu belirtti.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, konuyla ilgili düşüncelerini dile getirirken, Türkiye`nin, lâle olan tanıtım logosunun değişmesi için TBMM`ne soru önergesi vereceğini vurgularken, ""Bandırma, özgürlük, sevgi ve barışın kenti olarak zaten bir doğal çekim merkezidir. Ancak, Bandırma`mızı, yaşanabilir, herkesin mutlu olduğu bir kent durumuna nasıl getirebileceğimiz konusunda kendimizi sorgulamalıyız" diye konuştu.
Panelin sonunda konuşmacılar, dinleyenlerin sorularını da yanıtladılar. Önder Balıkçı
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —