Bugün, 25 Kasım 2024 Pazartesi

Bandırma Kuşcenneti festivalinin ilk sanat danışmanıydı

Bandırma Kuşcenneti festivalinin ilk sanat danışmanıydı

Bugünkü konuğumuz, ünü yurt içi ve dışında 100 dolayında kişisel sergi açan profesyonel bir ressamımız olacak. Hâlen çalışmalarını, Gelibolu'daki atölyesinde sürdüren çağdaş Türk sanatının önemli isimlerinden Ekrem Kahraman ile sanat ve kültürü konuştuk.

Söyleşi : Önder BALIKÇI
Bugünkü konuğumuz, ünü yurt içi ve dışında 100 dolayında kişisel sergi açan profesyonel bir ressamımız olacak. Hâlen çalışmalarını, Gelibolu'daki atölyesinde sürdüren çağdaş Türk sanatının önemli isimlerinden Ekrem Kahraman ile sanat ve kültürü konuştuk.
X X X
* Özgeçmişinizi öğrenebilir miyiz?
- 1948 yılında, Tarsus'ta doğdum. 1971 yılında, İstanbul Eğitim Enstitüsü, resim bölümünü bitirdim. Bandırma da dahil, çeşitli ortaöğretim kurumlarında öğretmenlik yaptım. İlki 1987 yılında yapılan Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali'nin sanat danışmanlığını yürüttüm. 1989 yılında öğretmenlikten ayrılarak, sanat yaşamımı profesyonelce sürdürmeye başladım. 7 şiir kitabımın yanı sıra sanatçılar üzerine deneme yazılarının yer aldığı iki kitabım bulunuyor. 16 ödülüm var. Ulusal ve uluslararası koleksiyonlarda çok sayıda resimlerim yer alıyor. Yurt içi ve yurt dışında 100 dolayında kişisel sergi açtım. Ayrıca çok sayıda karma ve grup sergilerine katılıp ulusal ve uluslararası fuarlarda bulundum.
* Bandırma hakkındaki düşünce leriniz?
- Bandırma'nın yeri benim için çok ayrıdır. 1975-1989 yılları arasında, 15 yıl süreyle Bandırma'da, Şehit Süleyman Bey Ortaokulu'nda resim öğretmenliği yaptım. Yıllar sonra, 26. Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali” kapsamında, Bandırma'ya gelip 17 eserimden oluşan bir resim sergisi açmaktan çok mutluyum.
* Profesyonel ressamlık yaşamı nız nasıl başladı?
- Hep, profesyonel ressam olarak çalışmayı düşlüyordum. 1968 kuşağı öğrenci liderlerindenim. Ne hoca, ne profesör olmayı düşündüm. Tek hayâlim, sanatçı olmaktı. Bandırma'da, öğretmen olarak 15 yıl görev yaptıktan sonra 1989 yılında atandığım İstanbul Kurtuluş Lisesi'nde bir ay çalışmamın ardından istifa ederek, kendi atölyemi kurup profesyonel ressam olarak çalışmaya başladım. Bugün, ülkemizde kendi atölyesinde profesyonelce çalışan 8-10 sanatçıdan biri olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
* Şimdi, 1987 yılına dönelim. Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali'nin ilk kez gerçekleştirildiği o yıl, festivalin sanat danışmanı”ydınız. O günleri anlatır mısınız?
- Her organizasyon, ciddi ve tutarlı bir emeği gerektirir. O dönemde, Bandırma Belediyesi'nde Hasan Sur'un başkanlığında Anavatan Partisi (ANAP) iktidarı vardı. Benim dünya görüşüm ile ANAP'ın düşünceleri tabii ki uyuşmuyor. Buna karşın Hasan Sur, belediye meclisinde bulunan SHP'lilerin önerisiyle sanat danışmanlığımı kabul etti. Düşünün ki, bu festival kapsamında Bandırma'ya, konser için Timur Selçuk'u bile getirdik. Belediye Başkanı Hasan Sur, Timur Selçuk'un gelmesine önce karşı çıktı. Ancak konserinin ardından onu sahnede öperek kutlayıp plâketini verdi. O yıl, Kuş Sesleri Azalmasın, Çoğalsın” isimli, ülke düzeyinde bir afiş yarışması açtık. Yarışmanın birincisi Şakir Gökçebağ, hâlen Almanya'da yaşayan çok önemli bir sanatçı. Avrupa Birliği ülkelerinde çağdaş sanatın önemli bir ismi. Yine o yıl, festival bünyesinde bir şarkı yarışması gerçekleştirdik. Açtığımız resim yarışmasında ilk üç dereceyi elde eden Alp Tamer Ulukılıç, Ali Katan ve Onay Akbaş, şu anda dünya çapında üç önemli ressamımız. Kısacası, dolu dolu, zengin ve renkli bir festivaldi.
* Kültür ve sanat hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- Hedefsiz, kültür, sanat ve politika olmaz. Her çalışmanın, etkinliğin bir hedefi bulunmalı. Örneğin, son beş yıldır sergi açmıyordum. Bunu bir kapris olarak değerlendirmeyin. Açacağım sergi, resimlerimin katılacağı galeri önce kafama yatmalı. Sergimin katalog tasarımı mutlaka yapılmalı. Sanatçı olarak bana gereken saygı gösterilmeli. İşte o zaman değerli bir işe giriştiğimi hissederim ve eserimin kalitesi artar. 26. Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali içinde açtığım sergide her şey istediğim gibi oldu. Kimse beni yormadı. Başta Belediye Başkanı Dursun Mirza olmak üzere emeği geçenlere teşekkür borçluyum. Bu arada, Bandırma'da bulunan resim atölyelerinin oluşmasında manevi açıdan etkim olduğunu düşünüyorum. Çünkü, atölyemi açarak, onlara bir çeşit yol gösterdiğime inanıyorum.
* Bugünkü Kuşcenneti Festivali hakkındaki düşünceleriniz?
- Festivalin son yıllardaki içeriğini ve derinliğini pek bilmiyorum. Kuşcenneti imgesi hoş ama içi nasıl doluyor, bir düşüncem yok. Örneğin, danışmanlığını yaptığım ilk yıl, derece alan resimler ne oldu? Daha sonraki yıllarda yine resim yarışmaları düzenlendi mi? O resimler korunabilse, bugünkü değeri kat kat artardı. Tabii, bu festivaller ve etkinliklerin gelenekselleşmesi, kurumsallaşması gerekir ki, kalite gelsin. Katıldığım hiçbir sergi veya etkinliğe, resim satayım” gibi küçük hesaplarla bakmıyorum. Çünkü sanatçı, tüccar değildir. Sanatçı, para konuşmaz. Eğer para konuşursa, herkes onu, parayı sayarken hatırlar, sanatıyla değil! Sanatçı önce saygı bekler. Sanatçı, topluma yol göstermeli, yön vermelidir. Yetiştirdiğim öğrencilerimle gurur duyuyorum. Bunlardan biri de, hâlen Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Başkanlığı görevinde bulunan Zehra Çobanlı'dır.
* Festivallere bakışınızı biraz daha açar mısınız?
- Kültür vizyonu bulunmayan bir siyasi hareket olamaz. Böyle partiler ise ülkeye zaman kaybettirir ve çöküş getirir. Bugün, ülkemizde AKP, kültür ve sanattan hiç anlamıyor. CHP ve cumhuriyetçiler ise anladıklarını, bu konuyu bildiklerini sanıyorlar. Sanatçılar ve aydınlar, yaratıcı olmalı. Bugün, ülkemizin birçok kentinde belediyelerin, halka sundukları gerçek değil, gibi” etkinlikler! Adeta mastürbasyon yapılıyor. Gerçek etkinliklerin sonunda birtakım belirtiler ortaya çıkmalı, toplum etkilenmeli. Festivaller, sürekli olmalı ve kaliteye önem verilmeli.
* Etkilendiğiniz ressamlar var mı?
- Yalnız ressamlar değil, çeşitli kişiler, bilim adamları ve felsefecilerin geleneklerinden zincire eklenme dönemi 50 yıl öncesinde kaldı. Artık sanatçının entelektüel kültür ve birikim ile belli bir derinliğe sahip ve özgün olması gerekir.
* Resimdeki üslubunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Üslubum kavramsal sanatla gerçeküstü sanat ve metafiziğin sentezinden oluşuyor. Çağdaş sanat, başlı başına sanattır. Entelektüel güzelliklerle sanat yapmaya çalışıyorum. Çünkü bu kaygıyla yapılan sanat, aynı zamanda estetiktir. Düşünce, sanat ve kültür, bir bütündür. Bunların içinden sadece kültür, süzülüp kalır. Sanat ise günceldir.
* Türkiye'deki sanat ve kültürü nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İçinde bulunduğumuz dönemde Ortadoğu ve Türkiye, modern sanatın merkezi olabilir. Çünkü modern Avrupa ülkeleri ve ABD artık yeni düşünceler üretemiyor. Bu ortamda Türkiye, yeni bir kültür merkezi oluşturabilir.
* Devlet sanatçılığı” ünvanına nasıl bakıyorsunuz?
- Doğru bulmuyorum. Bizde bu unvan, kişilere, devletin ismi altında kazanç sağlasınlar diye veriliyor. Devlet, elbette ki sanatçısını desteklemeli ama bu şekilde değil! Devlet, sanatçısına gerçekten destek verirse kültürel üretimi de desteklemiş olur. Zaten devlet, sanatçısına destek vermiyırsa devlet değildir. Devletin görevi, böyle statik, gösterişe dayalı, devlet sanatçılığı” gibi ödüllerle sanatçıyı terbiye etmeye çalışmak değildir.



  • Pazartesi 6.5 ° / -0.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 8.8 ° / 1.8 ° Güneşli
  • Çarşamba 11.6 ° / 0.9 ° Güneşli