Bandırmalı Ünal Örnek, Avrupa Kooperatifleri Yönetim Kurulu üyeliğine ikinci kez seçildi. 2017 yılında bu göreve ilk kez seçilen Örnek, ikinci kez seçildiği bu 10 kişiden oluşan Avrupa Kooperatifleri Yönetim Kurulu üyeliği görevini 2021-2025 yılları arasında yürütecek.
Ziraatçı olup, aynı zamanda Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Dış İlişkiler Koordinatörlüğü görevini de yürüten Örnek, ülkemiz ve Avrupa’daki kooperatifçilik anlayışı, tarım ve hayvancılık sektörü başta olmak üzere çeşitli konular hakkında düşüncelerini açıkladı.
1959 yılında Bandırma’da doğan, Süleyman Şeker İlkokulu, Şehit Süleyman Bey Ortaokulu’nu bitirdikten sonra Şehit Mehmet Günenç Lisesi’ni ikinci sınıfa kadar okuyup, daha sonra babasının atandığı Merzifon’da liseyi bitiren Ünal Örnek, kooperatifçiliğin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de çok önemli duruma geldiğine dikkati çekti.
Kooperatifçilik anlayışının ülkemizde ilk kez Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası ile ortaya çıktığına işaret eden Örnek, şunları söyledi:
“Kooperatifçilik, insanların kültürel dayanışması anlamına gelir. Şu anda ülkemizdeki kooperatifçiliğin istenilen düzeyde olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak ülkemizde ciddi kooperatifçilik deneyimlerinin olduğu da bir gerçek. Halen çok sayıda akademisyen de kooperatifçiliğin desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Bu arada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin(TOBB) de son dönemde kooperatifçiliği gündemine alarak destek vermesi de memnuniyet verici. İstanbul, Ankara ve İzmir belediyeleri de kooperatifçilik konusunda önemli adımlar atıyorlar. Bunlar umut verici çalışmalar olarak dikkati çekiyor. Ülkemizin kooperatifçilik potansiyeli bulunuyor ve kooperatifçiliğe ihtiyacımız var.”
ÇİFTÇİYİ KÜSTÜRDÜK
Ülkemizdeki tarım sektörünün iyi durumda bulunmadığına işaret eden Örnek, şunları aktardı:
“İthalata dayalı ekonomik anlayışla ülkemiz tarımının ileriye gitmediği bir gerçek. Çiftçiyi küstürdük. Tarımı ve çiftçiyi ithalatla terbiye etmeye çalışmak yanlıştır. Tarımın yeniden ayağa kalkması için çiftçinin girdi ücretlerinin ucuzlatılması, kamu kuruluşlarının tarım konusunda yeni stratejiler oluşturmaları, yani devletin, tarıma ciddi şekilde destek vermesi gerekir. Örneğin Norveç’te devlet, tohum, et, süt ve yem bitkileri üretimini ciddi şekilde destekliyor. Fiyatların pahalılığı nedeniyle üreticiyi suçlamak yanlıştır. Tarım ürünlerinde ithalat ve ihracat dengesi çok iyi korunmalıdır. Tabii ki tarım
sektöründe eğitim de çok önemlidir. Tarımın yeniden canlanması için kırsaldan kente kaçış önlenmelidir.”
Günümüzde “platform ekonomisi” kavramının da yeni yeni tartışılmaya başlandığına dikkati çeken Ünal Örnek, şu değerlendirmede bulundu:
“Tüketiciler, bir anda dijitalleşmeye ve internetten alışverişe yönelmeye başladı. ‘Getir-götür’ uygulaması ağırlık kazandı. Bu konuda büyük şirketler, pastadan büyük pay alıyorlar. Kooperatifçilik hareketi, özel sektöre karşı değildir. Ancak kooperatifler de dijital ekonomiyle hareket etmelidir. ”
AVM’lerin küçük esnafın ezilmesine yol açtığını vurgulayan Örnek, “Ancak esnafın, bu konuda birlikte mücadele etmesi gerekir. Örneğin Avrupa’nın birçok ülkesinde cadde ve sokaklardaki vatandaşlar, bir araya gelerek, haftanın belirli günlerinde indirimli fiyatlar uyguluyorlar. Türkiye’de de bu çeşit modeller geliştirilebilir. Kısacası 21. yüzyılın kooperatifçilik anlayışı paylaşım ve insani değerlere, dayanışma ve destek vermeye yöneliktir. Kayıtlı ekonomi içinde yer alıp, illegal kuruluşlar olmayan kooperatifler, üniversitelerle de işbirliği yaparak kendilerini geliştirmelidir. Tabii ki, vatandaş olarak bizler de yeni stratejiler geliştirmek zorundayız. Artık her şeyi devletten bekleme dönemi kapanmalı ve devlet yapılarına destek sağlanmalıdır” dedi.
Haber : Önder Balıkçı