Bayraktar, erozyona dikkat çekti

Bayraktar, erozyona dikkat çekti

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ?Yaşam üreten toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ?Yaşam üreten toprağın oluşması binlerce yıl sürüyor. Dünya yüzeyinde her yıl 24 milyar ton toprak; erozyon, çölleşme, kuraklık, iklim değişikliği ve diğer sebeplerden dolayı kaybediliyor. 24 milyar ton toprak kaybedilmesi, her yıl 1,2 milyar insanı yani her yıl Türkiye nüfusunun yaklaşık 14 katı kadar insanı etkiliyor. Unutmayalım ki toprak, kaybetmeyi göze alınamayacak kadar kıymetli bir varlıktır? dedi.
Bayraktar, her geçen yıl artarak devam eden arazi bozunumunu önlemek ve toprağı korumak için küresel boyutta önlemler alınması gerektiğine dikkati çekerek 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü´nde farkındalığın daha da artması gerektiğini bildirdi.
Bayraktar, dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliği ve insan etkileri de dâhil tüm etkenler sonucunda oluşan çölleşme ile kuraklığa karşı ortak bir mücadele geliştirmek için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ?Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi´nin 17 Haziran 1994 tarihinde kabul edildiğini ve Türkiye´nin de bu sözleşmeyi 1998 yılında imzaladığını hatırlattı.
?Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi verilerine göre dünya üzerinde bulunan kurak alanların yaklaşık % 70´i hâlihazırda tahribata uğramıştır? diyen Bayraktar, şöyle devam etti: ?Çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle her yıl yaklaşık 24 milyar ton üst toprak tabakası kaybolmaktadır. Bu durum, yaklaşık 1,2 milyar insanı doğrudan etkilemekte ve 135 milyon insan ciddi risk altına girmektedir. Yaklaşık 10 milyon kadar insan çölleşme veya arazi tahribatı nedeniyle yaşadıkları bölgeleri terk ederek göç etmek durumunda kalmıştır. Türkiye´nin de içerisinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi´nde ise tropik ve subtropik bozkır ekosistemleri önemli ölçüde risk altındadır. Dünya üzerindeki toprakları genişletmek ya da su kaynaklarını artırmak mümkün olmadığına göre bize düşen görev, bu kaynakları kirletmeden, yok etmeden, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanarak gelecek nesillere, temiz ve verimli olarak bırakmaktır.?
Ülkemizde tabii çöl bulunmadığını ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında ülkenin arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyetinin arttığını belirten Bayraktar, ?Bu durum çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almamıza sebep olmaktadır. Ülkemizdeki çölleşmenin başlıca sebepleri toprak erozyonu, hatalı tarım uygulamaları ve arazi kullanımı, hatalı sulama teknikleri sonucu tuzlanma, bitkilerin yetişmesini engelleyen tuzlu, jipsli ve aşırı alkali reaksiyon gösteren ana materyaller, ormansızlaşma, aşırı otlatma ve üst toprağın kirlenmesi olarak bilinmektedir. Ayrıca her geçen gün artan nüfus doğal kaynaklara talebi artırmakta ve çölleşmeye neden olmaktadır? dedi.
Bayraktar, Türkiye´nin % 22,5´i yüksek çölleşme, % 50,9´unun ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip olduğunu vurgulayarak, ?Ekolojik olarak hassas olan alanlarımızda bitki örtüsünün tahribiyle tabii dengenin bozulması, toprak ve ana materyalin aşınmasına yol açmaktadır. Bu durum Türkiye´nin bütün bölgelerinde, arazi bozulumu dolayısıyla çölleşmeye yol açmaktadır? diyerek, şu bilgileri aktardı: ?Türkiye topraklarının toplam alanının % 46´sı % 40´tan fazla eğime, % 62,5´ten fazlası da % 15´in üzerinde eğime sahiptir. İklimi, topoğrafyası, toprak özellikleri ve sosyo-ekonomik şartlarına paralel olarak da orman, mera ve tarım alanlarında ciddi bir erozyon sorunu yaşanmaktadır. Arazi kullanımının büyük bölümünü oluşturan tarım arazilerinin % 59´u, meraların % 64´ü, orman arazilerinin % 54´ü çeşitli şiddette erozyona maruz kalmaktadır. Ülkemizde meydana gelen toprak kayıplarında; % 14,26 yağış, % 3,36 toprak, % 47,55 topoğrafya ve % 34,82 bitki örtüsü etkili olmaktadır. Arazi kullanımı açısından değerlendirdiğimizde ise ülkemizde yer değiştiren toprağın % 38,71´i tarım, % 4,17´si orman ve % 53,66´sı da meralarda meydana gelmektedir.
Bayraktar, çölleşme ve erozyonla mücadelede yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: ?Ormancılık faaliyetlerinin planlanmasında ve uygulanmasında erozyon riski dikkate alınarak toprağı koruyucu tedbirler uygulanmalı, ormancılık dışı faaliyetlere tahsis edilen alanlarda erozyon ve toprağın korunması için etkin bir denetim yapılmalıdır. Tarım arazilerinde toplulaştırma çalışmaları yapılırken, rüzgâr erozyonu görülen alanlarda, rüzgâr perdesi, yeşil kuşak ve rekreasyon maksatlı ağaçlandırma alanları planlanmalıdır. Toprakların çoraklaşmasını ve verimliliğin azalmasını önlemek maksadıyla atık sular ve tarımdan dönen drenaj suları, uygun arıtım sağlanmadan tarımda kullanılmamalıdır. Gübre ve pestisit kullanımlarının mutlak surette toprak ve bitki analiz sonuçlarına dayandırılması için gerekli önlemler alınmalıdır.?
Haber Merkezi